degisti.com

zamanla her şey değişir…

Archives Ocak 2011

Beşiktaş Deniz Müzesi – İstanbul Deniz Müzesi

Deniz Müzesi,Türk Amirali Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın Beşiktaş’da(http://www.degisti.com/index.php/archives/2589) bulunan heykeli ve türbesi yanında yer alır. Türkiye’de kurulan ilk askeri müze olan Deniz Müzesi, aynı zamanda Türkiye’de denizcilik alanında kurulan en büyük müzedir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na  bağlı olan müze, içerdiği koleksiyon çeşitliliği bakımından dünyanın sayılı müzelerinden biridir.

Read More

Beyazıt

İstanbul’da tarihi yarımada’nın merkezinde yer alan Beyazıt Meydan’ı,Bizans döneminde kentin en büyük meydanı,Osmanlı döneminde bir saray meydanı olarak önemini her çağda korumuştur. Beyazıt semti, Divanyolu(http://www.degisti.com/index.php/archives/4132) yönünde Çarşıkapı ve Kapalıçarşı,güneyde Soğanağa Mahallesi, batıda Aksaray(http://www.degisti.com/index.php/archives/4600) yönünde Hasan Paşa Hanı, Seyyit Hasan Paşa Külliyesi ve İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi ile belirlenen alan ve Kuyucu Murat Paşa Medresesi’nin sınır oluşturduğu Vezneciler, kuzeyde Eski Saray(http://www.degisti.com/index.php/archives/20470) yani üniversiteyi içine almak üzere Rıza Paşa ve Mercan yokuşlarının başlangıç noktalarını kapsar.

Read More

Sultanahmet Meydanı

Sultanahmet Meydanı ya da Atmeydanı(Hipodrom), İstanbul’un en önemli meydanlarından biridir. Sultanahmet Camii(http://www.degisti.com/index.php/archives/675) ile Ayasofya Müzesi(http://www.degisti.com/index.php/archives/5873) arasındaki bu meydan, M.S. 2. yüzyılda Roma İmparatoru Septimus Severus’un(193-211), kendisine ihanet eden Byzantium’u yerle bir etmesinden sonra kurulmuş, Konstantinus zamanında(306-337)hipodrom olarak son şeklinin almıştır.

Bizans İmparatorluğu döneminde siyasal yaşamda önemli bir yeri olan at ve araba koşularının yanı sıra devrimlerin ve ayaklanmaların da değişmez alanı olan hipodrom, devasa bir U harfi şeklinde idi; hipodromun doğu uzun tarafında, üstünde 4 bronz at bulunan(ki bu at heykelleri bugün Venedik’teki San Marco Katedrali’nin üst kısmında yer alıyor), balkon şeklinde imparator locası yer alırdı. Ortada, hipodromun kum kaplı sahasını ikiye bölen, arabaların etrafında yarıştığı alçak bir duvar, bu duvarın üstünde de imparatorluğun çeşitli yerlerinden getirilen abideler ve meşhur at yarışçıları ile atlarının heykelleri bulunurdu.

1204 Latin istilası sırasında tahrip edilip, yağmalanan Hipodrom,Osmanlı İmparatorluğu döneminde, tıpkı eski günlerindeki gibi gösterişli törenlerin tertiplendiği; kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri ve şenliklerin, at ve cirit oyunlarının, spor yarışmalarının yapıldığı alan olmuştur. İmparatorluğun gerileme döneminde, yeniçeri ve sipahi ayaklanmalarının birçoğu burada gerçekleşmiştir. 16.yüzyılda bazı büyük vezir konaklarının ön cepheleri bu meydana bakardı. 17. yüzyılın başında(1617) Sultanahmet Camii’nin inşasıyla daralan Atmeydanı, Topkapı Sarayı’na, kentin ticaret ve liman kesimlerine yakınlığından dolayı imparatorluğun son dönemine kadar önemini korumuştur. 1863’de İlk Osmanlı sergisi, bu meydanda açılmıştır. Sultanahmet Meydanı, Abdülaziz’in son yıllarında parka dönüştürülmüştür.

Read More

Büyükada

Büyükada,Marmara Denizi’nin kuzeydoğusunda yer alan Prens adalarının en büyüğüdür. Eski Yunanca adı Prinkipos‘dur, ki Prinkipos Yunanca’da Prens anlamına gelmektedir. Bizans döneminde diğer Prens adaları gibi sürgün yeri olarak kullanılan Büyükada, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden bir ay önce, Baltaoğlu Süleyman Bey tarafından ele geçirilmiştir. Adalar ilçesinin merkezi olan Büyükada’nın toplu yerleşme alanı kuzey kısmında toplanmıştır. Vapur iskelesi,çarşı,hükümet konağı ve otellerin çoğu bu bölgede yer almaktadır.

Read More

Kariye Müzesi

Kariye Müzesi, Edirnekapı’da(http://www.degisti.com/index.php/archives/2760) Avcıbey Mahallesi Kariye Türbesi Sokağı’nda yer alır. Bizans döneminde kilise, fetihden sonra ise cami olarak kullanılmıştır.

Bizans’ın en önemli manastır kiliselerinden biri olan yapı, İmparator I. Konstantinus şehir surlarını inşaa ettirdiğinde sur dışında kaldığı için Grekçe “açık arazi” ve “kent dışı” anlamına gelen “Khora” ismini almıştır. Fetihten sonra da, Osmanlıca’daki “Karye” yani kent dışı anlamına gelen kelime buraya uygun görülmüştür.

Binanın ilk yapılışının IV. üncü yy. ait olduğu iddia edilirse de, bu döneme ait bir buluntu günümüze gelmemiştir. Elimizdeki en erken arkeolojik bulgular VI. y.y. a aittir. Bu da ana apsis’in altındaki temel kalıntılarından anlaşılmaktadır. Günümüze gelmiş olan bina, Komnenoslar dönemine ait iki safha halindedir. Kilise, dört sütun tarafından taşınan küçük, kubbeli, kapalı Yunan haçı planlı bir yapı olup, Kurtarıcı İsa’ya (Soteros) adanmıştır.

Read More

İstanbul’un Surları

İstanbul Surları, İstanbul’un çevresinde bulunan, Bizans zamanında yapılmış şehir duvarlarıdır. 5.yüzyıldan başlayarak inşaa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalar dolayısıyla dört defa elden geçirilmiş olan surların uzunluğu 22 km.’dir. Haliç surları 5.5 km., Kara Surları 7,5 km.,Marmara Surları 9 km.’dir.

İlk surlar :  Megaralı Dorların bugün tahminen Topkapı Sarayı’nın(http://www.degisti.com/index.php/archives/781) olduğu yerde, Akropolis Tepesi diye adlandırdıkları küçük yerleşimlerinin etrafını çevirdikleri duvardır. Bu surların fetihten sonra Sur-u Sultani denilen Topkapı Sarayı surlarının temellerinde kullanıldığı ileri sürülmektedir. Dönemin tarihçileri, bu surların yapımına 412’de başlandığını ve çok kısa bir sürede bitirildiğini söylerler. 5,7 km. uzunluğundaki bu surlar, 96 adet kule ile sağlamlaştırılmıştı. Roma İmparatoru Septimus Severus 196’da Byzantion’u ele geçirdiğinde daha sonra I.Konstantinus (324–337)’un yaptırdığı surun temelini teşkil edecek olan Sarayburnu’ndan başlayıp Hipodrom’a kadar devam eden surları yaptırmıştır.

Read More