degisti.com

zamanla her şey değişir…

Aksaray

Aksaray

 

Aksaray,şehrin en geniş vadilerinden birinde kurulmuş, İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı bir semttir. Millet Caddesi(http://www.degisti.com/index.php/archives/11706) ile Vatan Caddesi’nin(http://www.degisti.com/index.php/archives/7179) kesiştiği noktada yer alan Aksaray,Yenikapı,Fındıkzade,Unkapanı ve Fatih semtleriyle çevrelenmiştir.

Aksaray meydanı Bizans zamanında Bovis adıyla bilinen ünlü bir meydandı. Öküz meydanı denilen bu meydanda büyük sığır pazarları kurulurdu.

Yerleşim, fetihden sonra hızla Türkleşmeye başlamıştır. Fatih Sultan Mehmet’in veziriazamı İshak Paşa,çıktığı Karaman seferinde Konya Aksaray’ı ele geçirince,bölge halkını İstanbul’a göndermiş; o göçmenlerin yaşadığı bölgeye de “Aksaray” denmiştir.

1950’lerde ortasında yuvarlak bir göbek bulunan Aksaray,1960’lı yıllarda  etrafındaki çarşılar, pazarlar ve derme çatma eğlence yerleriyle meydan özelliğini korumuştur. 1970-73 arasında inşaa edilen Aksaray geçiti ile semt meydan olma özelliğini yitirmiştir.

Semt bugün şehiriçi ulaşımda  aktarma noktalarından biri olmasıyla ve çevresindeki sağlık kuruluşlarıyla öne çıkmaktadır.

 

aksaray

 

aksaray_eski_

 

aksaray_meydani

aksaray_meydani

 

Kaynakça:

H.Hürel, İstanbul’u Geziyorum Gözlerim Açık, İstanbul 2010, s.266-67

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

13 comments

Admin

İlkokul 5.sınıfta okurken iki arkadaş haftasonları Aksaray’da bir kursa giderdik;Anadolu Liseleri ve kolejlere giriş sınavına hazırlık için.Kurs çıkışı ailemiz bizi arabayla alırdı.

Birgün kurstan çıktık,her yer bembeyaz.Trafik kardan felç olmuş. Saatlerce ailelerimiz bizi gelip alsın diye bekledik arkadaşımla ama gelen giden olmadı.Tabii o zaman cep telefonu falan da yok.Hava kararınca yakındaki otobüs durağına yürümeye karar verdik bizde.

Durağa gittik ama neye bineceğimizi bilmiyoruz ki,başladık ağlamaya…Bir amca yaklaştı yanımıza, nereye gideceğimizi sordu bize. Eee,ailemiz bize tembihlemiş yabancılarla konuşmayın diye ama o an bunu hatırlayan kim 🙂 Ağlayarak eve gidemediğimizi anlattık amcaya. O da bize “tamam ben sizi eve bırakırım” dedi.

“Karnınız aç mı çocuklar,karşıdaki büfeye gidelim size tost alayım” dedi daha sonra amca. Aç olsak da, bunu kabul etmedik. Amca da yanımızdan uzaklaştı gitti. Birkaç dakika sonra bir baktık ki, amca elinde iki tostla geliyor. Öyle sevindik ki, yabancıların elinden birşey yenmez uyarısını da unuttuk, tostları alıp afiyetle yedik 🙂

Sonra amca elimizden tuttu,bizi bir otobüse bindirdi.Sanırım Mecidiyeköy’de indik. Orada da uzun süre ikinci arabayı bekledik. İkinci arabayla saatler sonra 4.Levent’e vardık. Amca orada bir polis buldu,bizi polise teslim etti. Polis de bizi evimize bıraktı.Tabii saat olmuş gecenin bir vakti…

Hiç unutmuyorum ailelerimiz endişeden deli olmuşlardı. Kardan zar zor Aksaray’a varıp bizi aramışlar,bulamayınca iyice endişelenmişler, karakola başvurmuşlar.Bugün bile hatırlarım,elimizden tutup bizi eve getiren polisi görünce,nasıl sevinmişlerdi…

O zamanlar 11-12 yaşındaydım, şimdi 40 yaşındayım.Aradan geçen bunca yıla rağmen ne zaman Aksaray’dan geçsem o günü hatırlar ve o amcayı minnetle anarım. Her neredeysen umarım iyisindir,kulakların çınlasın adını hiç bilemediğim amcacım…

öner südoğan

Çocukluğumuzun geçtiği aksaray çiçeklerle donatılmış parkıyla şekerci sokağıyla[bayram yeri}sahildeki aile bahçeleriyle çukur pazarıyla tramvay deposuyla halkeviyle kıraathaneleriyle bulvar sinemasıyla Beyazıttan Topkapıya dek devam eden devasa ağaçlarıyla borsa bakkaliyesiyle şöhret şekercisiyle vangelin işkembeci dükkanıyla muhalebicisiyle v.s.rahmetle ve hasretle andığımız çok değerli semt büyüklerimizle daima hatırlanacak.Ne güzel şeymiş Aksarayda yaşamak…

Haluk Halit GÖKBULUT

Çok teşekkürler Allah sizden razı olsun İşte bu benim İstanbul um , sanki Meşhur işkembecide işkembe içtim , Bulvar sinamasına gittim tren köprüsünün altından geçip Gar gazinosuna gittim sonra sahilde bir sıcak çay içtim. Ellerinize sağlık

    ugur şirin

    hatırlatmalar için çok teşekkürler ben doğma büyüme yenikapılıyım. haluk bey herhalde çakıl gazinosu diçektiniz sanırım.gar gazinosu tren köprüsünden önce köprüden sonraki çakıldır. ayrıca çakıl gazinosu yanındaki meydanda belediye çocuk parkı vardı ve bizim ustunden hiç inmediğimiz NUHun gemimiz vardı.ne güzeldi o günler…..

      Turgut

      Ah ah eski istanbulum,ve Aksarayim hemen o Nuh gemisinin karsisina bisikltci Vardi kiiralayip o Parkta turlardim,ve o eski istanbul meyhaneleri bulunurdu aksarayda yenikiapida oduncularin yanindaki Yazik sinema ve o ahsap evler bizde o zamanlar yenikiapida oduncularin sırasında oturuyorduk altımızda meyhane vardı,,,eskı fılmler o meyhanede çekılırdı Eşref Kolçak,Tamer yıgıt,ızzet Günay,Efkan Efekan…Bulvar sınemasına suareye gıtmek bır ayrıcalıktı o zamanlar ,,,,

Gonca Sanal

Langa da Rum ilkokulu vardı,arkasında yer alan kilise pazar gunleri can calardı.Sahildeki Cakıl Gazinosundan gelen muzik seslerini dinlerdik.Sahildeki Yakamoz toplanma alanımızdı.70li yıllarda terorden cok cektik.

SAİME YERUŞAN

1945 yılında Aksaray Küçük Langa Cad.Çakırağa mahallesi Katip Muslihittin sok no 37 numaralı evi babam satın aldığı zaman ben 2,5 yaşında imişim bütün çocukluğum gençkızlığım burada geçti Aksaray ilk okuluna gittim daha sonra İST KIZ lİSESİ ve Üniversite çocukluğumun Aksarayı nerde o günler….. Aksaray’ın hemen hemen ortasında oldukça büyük bir Akrasay Parkı vardı İlkokulu bitirdiğim zaman buraya gittik parkta resimler çektirdik parkın arkasında çoğu züccaciye ve bu gibi şeyler satan iki sıralı dükkanlar vardı bir taraftanda çukurbostan denilen pazara girilirdi pazarın başında ilkokulda beraber okuduğumuz ismi Orhan olan arkadaşımızın yogurçu ve yufkacı dükkanı vardı Beyazıt’tan Aksaray’a inen Ordu Caddesındeki yol çok güzeldi (ismini işallah yalnış hatırlamadım)ortada geniş bir yürüme alanı ve ağaçlar içinde çok güzel bir yoldu hele Beyazıt Meydanındaki havuz görülmeğe değerdi evimiz üç katlı eski bir konaktı sokağın başından başlayıp yokuşun başına kadar devam eden üç katlı bahçesi olan bir evdi bizim evimizi babam askıya aldırıp oturduğumuz yeri kağir yaptırmıştı Karaosmanoğullarının köşküne kadar dayanan bahçesinde yok yoktu sultanselim incirlerinin bir tanesi 250 gr gelirdi sokağın hemen hemen bütün evlerin bahçeleri vardı Binbaşı Amcalar güller açtığı zaman (Bahçeleri güllerle doluydu)birer buket yapar hanımıyla beraber komşulara ziyarete giderlerdi komşuluk ilişkileri çok iyiydi herkes birbirine yardımcı olurdu Ceylani Beylerin köşkü Karaosmanoğullarının köşkü ve sokağımızda bulunan evler ve konaklar çok güzeldi şu anda sanırım o sokakta bir iki tane ahşap bina kaldı onlarada çıkan kanun gereği yıkım müsadesi verilmedi sokağın bir başı Küçük Langa Cad Dİğer başı Cerrahpaşa Caddesi idi Metin Akpınar’lar Cerrahpaşa tarafına yakın oturuyorlardı bu sokakta daha kimler yoktu ki şimdi bitişik nizam apartmanlar yükseldi Ceylani Beylerin köşkünün yerine sadece 66 daireli apartman yapıldı bizim evin yerine 3 apartman ahşap binalar yıkılıp apartmanlar yapıldı eskiyi korumasını bilmediğimiz için o güzel İstanbul’un dokusunu koruyamadık Cerrahpaşa Caddesinin başındaki tarihi karakol binasıda yıkıldı şehir yenilenirken eski koruyup yeni yerleşim yerleri inşa etseydik bugün Aksaray, Horhor , Fındıkzade ,Fatih ve İstanbulun diğer eski yerleşim yerleri şuan Unesco Dünya Mırası listesinde olur İstanbul’un o zarif hanımları kibar beyleri umarım buraları terk etmezlerdi İstanbul’un o güzel dokusu bozulmazdı bu güzel siteyi hazırladığınız için binlerce teşekkür insanları ne kadar eskiye götürüyorsunuz elinize sağlık

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir