degisti.com

zamanla her şey değişir…

Archives Şubat 2012

Anadolu Feneri

Anadolu Feneri, Boğaz’ın Karadeniz’e açılan kuzey ucundaki Yon(Hrom) Burnu’nda, küçük bir tepeciğin üzerinde yükselir. Fenerin bulunduğu köy de aynı isimle (Anadolufeneri) adlandırılmaktadır. Açık havalarda 16 deniz mili açıklığı görebilen fener, İstanbul’un Karadeniz’e açılan kapılarından birinde, Karadeniz’den gelip Boğaz’a girecek gemilere rehberlik etmektedir.

Osmanlı devrinde ahşap olan fenerden, ilk defa 1755’de İstanbul’a gelen Macar asıllı Fransız Mühendisi Baron de Tott bahsetmiştir. Ayrıca 1790’da İngiliz Doktor Olivier de, Boğaz’ın bu iki yakasındaki fenerlerden söz etmektedir. 1666 ve 1793 tarihli iki ayrı İtalyan haritasında da, bu fenerler açık bir şekilde gösterilmiştir.

Read More

Hekimbaşı Av Köşkü

Hekimbaşı Av Köşkü, Küçüksu-Ümraniye yolunda, Hekimbaşı Çiftlik Caddesi ile Okul Caddesi arasında yer alır. Sultan Abdülaziz’in Av Köşkü ya da Yusuf İzzettin Köşkü olarak da bilinir. Hekimbaşı Küçük Hayrullah Efendi (1817-1866) tarafından,  mimar Sarkis Balyan’a yaptırılmıştır.

Köşk, Balıklı Dere ile Hekimbaşı Deresi arasında kalan yükselti üzerine, büyük bir çiftliğin ikamet yapısı olarak inşaa edilmiştir. Hemen arkasında, orta avlulu çiftlik binaları bulunur.

Read More

İTÜ Taşkışla Binası – Mecidiye Kışlası

Eski Mecidiye Kışlası, bugünkü İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi) Taşkışla Binası,Taksim’de Taşkışla Caddesi üzerinde, Grand Hyatt İstanbul Otel’inin karşısında yer alır. Yeni Rönesans üslubunda yapılmış olan Mecidiye Kışlası, İngiliz mimar William James Smith ve yardımcısı İstefan Kalfa tarafından 1846-1852 arasında, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (Askeri Tıbbiye) için hastane olarak yapılmıştır.

Kırım Savaşı (1853-56) sırasında, Osmanlıların müttefiki Fransız askerleri burada tedavi edilmiştir. Savaştan sonra uzun süre boş kalan yapı, 1860’da onarıldıktan sonra Dolmabahçe Sarayı’nı korumak üzere görevlendirilen askerler için kışla olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1894 depreminin ardından Mimar Raimondo D’Aronco’nun gözetiminde onarılan kışla, Balkan Savaşı sırasında gene hastane olarak hizmet vermiştir.

Read More

Saint Joseph Fransız Lisesi

İstanbul Özel Saint Joseph Fransız Lisesi veya eski ismiyle İstanbul Özel Saint-Joseph Fransız Erkek Lisesi, Kadıköy’de(http://www.degisti.com/index.php/archives/524) Dr. Esat Işık Caddesi’nde yer alır. Kısaca Saint-Joseph Lisesi veya Kadıköy Saint-Joseph olarak anılmaktadır. Saint-Joseph Lisesi, 1860’da Fransa’nın Reims şehrinde Saint Jean-Baptiste de la Salle tarafından temelleri atılmış olan Fransız Rahipleri Cemiyeti’ne (“Frères des Ecoles Chrétiennes”) bağlı bir kurumdur. Okul,ülkedeki en eski eğitim kurumlarından biri olmasının yanı sıra mezun ettiği öğrencilerinin kalitesi ile de tanınmıştır.

Okulun temeli 1857 tarihinde, Beyoğlu’nda, İmam Sokağı’nda “Pensionnat Saint-Joseph” adıyla atılmıştır. Bu binanın yetersizliğinden dolayı 1864’de Moda’ya(http://www.degisti.com/index.php/archives/9450) geçilmiş, Moda’daki okul binasının, sahipleri tarafından satılması üzerine Beyoğlu’na geri dönülmüştür. Mart 1864’de Sultan Abdülaziz, zamanın Kadıköy Belediye Başkanı Emin Paşa’ya hitaben İrade-i Seniyesi’ni belirten fermanıyla, mektebin inşasına izin vermiştir. Bu fermanın kaybolması üzerine, Sultan Abdülaziz’in veziri Hüsnü Paşa’ya hitaben yazılı, İrade-i Seniyesi’ni belirten 1870 tarihli fermanla, 16 Ağustos 1870’de okulun yapımına başlanmıştır.

Read More

Anadoluhisarı Fatih Sultan Camii

Anadoluhisarı Fatih Sultan Camii, Anadoluhisarı-Kanlıca yolu üzerinde yer alır. Caminin yapım tarihi kesin belli olmamakla beraber, Fatih Sultan Mehmet zamanında Güzelcehisar tamir edilirken inşaa edildiği bilinmektedir. İstanbul Şehremini Emin Bey döneminde(1924-1926), Anadoluhisarı İskelesi önündeki meydan düzenlenirken yapı yıktırılmış; bugün bulunduğu yere yeniden yapılmıştır.

İki katlı, tek kubbeli, ahşaptan ilk camii, zamanla harap olunca 1883 yılında Sultan II.Abdülhamit’in emriyle onarılmıştır. İskele önünden 10-12 basamakla çıkılan giriş kapısı üzerinde, bu onarıma ait kitabe görülmektedir. Bugünkü Anadoluhisarı Fatih Sultan Mehmet Camii o devrin üslubunu yansıtan kagir bir yapıdır.

 Kare planlı, ahşap çatılı camiide, ilk yapısının sadece kare taşları kullanılmıştır. Caminin sivri kemerli, üç bölümlü, sonradan pencerelerle kapatılmış olan son cemaat yeri  de ahşap çatıyla örtülüdür. Doğu ve batı yönlerinde sivri kemerli açıklıklar bulunan son cemaat yerinin kemerleri arasında, tahta üstüne alçı kaplama palmetler yer alır. Ana mekanı ve daha alçak olan son cemaat yerini, çıtalarla kasetlenmiş bir saçak kuşatır.

Read More

Kasımpaşa Bahriye Nezareti Binası – Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Binası

Kasımpaşa Bahriye Nezareti Binası (Divanhanesi) ya da Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Binası, Kasımpaşa’da Turabi Baba Caddesi’nde, Cezayirli Hasan Paşa Parkı’nın sonunda yer alır. 1865 – 1869 yılları arasında, Mimar Sarkis Balyan tarafından inşaa edilmiştir.

Kasımpaşa’da Haliç kıyısında yer alan divanhanelerin ilki, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Bugüne dek aynı yerde yaptırılan beş divanhaneden dördü, zaman içinde kullanılmaz hale gelerek yıkılmıştır. Günümüze uluşan bina, Sultan Abdülaziz döneminde yapımına karar verilen divanhanedir. Binada padişahı ziyarete gelen elçiler ağırlanmış, Bahriye nazırları çalışmalarını hünkar dairesinde yürütmüşlerdir. Tarihte Şark Meselesinin konuşulduğu 1876 Tersane Konferansı ve Musul Meselesi de bu binada görüşülmüştür.

Read More

Cezayirli Gazi Hasan Paşa Camii – Cerrah Mahmut Efendi Camii

Sultan III. Murat’ın hüküm sürdüğü 16.yy’ın son demlerinde Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa’nın pek kıymetli doktoru Cerrah Mahmut Efendi kendi adını taşıyan bir cami yaptırmaya karar verir.

Birikmiş altınları vardır amma velakin öyle büyük bir cami yaptırmaya yetecek kadar da değildir. O da kendi birikimine uygun küçük bir cami için sıvar kolları. Önce İmparatorluğun merkezine uzaklarda Sultan II. Selim’in av sahası olarak bilinen Çayırbaşı’nda uygun bir yer bulur ve ardından kendi adını taşıyacak camiyi inşa ettirir. Hakkın rahmetine kavuştuğunda da camisinin haziresine gömülür Mahmut Efendi.

Şimdilerde ise cami tabelası üzerinde “Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa” adını görürüz. Yanında evcilleştirdiği aslanıyla dolaşan bu gözü pek, devlete sadık ve sözünü esirgemeyen paşanın yolu, Devlet-i Aliyye’de Kaptan-ı Derya olduğu vakitlerde Cerrah Mahmut’un bu camisine düşer.

Read More