degisti.com

zamanla her şey değişir…

Archives 2011

Nişantaşı

 

Nişantaşı, merkezi, Valikonağı Caddesi ile Teşvikiye Caddesi’nin kesiştiği kavşakta yükselen anıt taş olan semttir. Şişli ilçesine bağlı olan Nişantaşı, Maçka, Harbiye, Osmanbey ve Sultan Abdülmecit’in kurduğu bir semt olan Teşvikiye ile çevrelenmiştir.

Tarihi 19. yüzyıldan geriye gitmeyen Nişantaşı, Osmanlı’da ilk Nizamı Cedit’in kurulduğu zamanlarda, ordunun atış talimleri yaptığı alandı. Atış talimleri sırasında padişahın namaz kılıp dinlenebilmesi için yapılan ahşap mescit, bugünkü Teşvikiye Camii’ nin ( http://www.degisti.com/index.php/archives/5892 ) temeli olup, Nişantaşı’nda yapılan ilk bina olma özelliğine sahiptir. Teşvikiye Camii’nin avlusunda bulunan iki nişan taşından III. Selim’ e ait olanı 1790-91; II. Mahmut’a ait olanı ise1811 tarihini taşır. Abdülmecit 1853-54’de Teşvikiye Camii’ni yenilettiği gibi burada bir mahalle kurulması isteğini de, iki anıt taşa kazıttığı yazıyla belgelemiştir. Bu iki taştan biri bugün Teşvikiye(Harbiye)Polis Karakolu’ nun yanındaki boşlukta, diğeri Teşvikiye Caddesi, Rumeli Caddesi ve Valikonağı Caddesi’nin kesiştiği kavşakta bulunmaktadır. Aynı tarzda yapılmış her iki taşın üstünde de “Eser-i Avatıf-ı Mecidiye Mahalle-i Cedide-i Teşvikiye” (Abdülmecit’in karşılıksız iyilikseverliğinin eseri olan yeni Teşvikiye Mahallesi) ibaresi yer alır.

Read More

Hüsrev Paşa Türbesi

Hüsrev Paşa Türbesi, Fatih’de, Hoca Üveyz Mahallesi Hüsrev Paşa Sokağı’nda yer alır. Mimar Sinan tarafından 1545 yılında inşaa edilen türbe, yine Mimar Sinan’ın eseri olan Bali Camii’nin karşısında yer alır. Paşanın türbesiyle birlikte yaptırdığı çarşı ve sıbyan mektebi günümüze ulaşamamıştır.

Hüsrev Paşa, Kanuni Sultan Süleyman (1520–1566) devri vezirlerinden olup, Sokollu Mehmet Paşa’nın ailesine mensuptur. Enderun’dan yetişmiş, devletin çeşitli kademelerinde bulunduktan sonra dördüncü vezirliğe yükselmiş, 1944’de Hadım İbrahim Paşa ile Divan-ı Hümayun’da ettiği bir kavga sebebiyle görevinden azledilmiştir. Yaşadığı haksızlığı kabul edemeyen Hüsrev Paşa, yemeden içmeden kesimiş ve 1545 yılı başlarında ölmüştür. Türbesi mezarının üzerine yapılmıştır.

Hüsrev Paşa Türbesi, Mimar Sinan’ın inşaa ettiği vezir türbeleri içinde en  gösterişlisi, en süslüsüdür. Yontma kesme taştan, sekizgen planlı türbenin, köşeleri yarım sütunlarla yumuşatılmıştır. Türbeyi örten kubbe geometrik zeminli, palmetli bir kasnak üzerine oturtulmuştur.

Read More

Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı – Mısırlılar Yalısı – Erbilgin Yalısı

Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı-Mısırlılar Yalısı ya da bugünkü adıyla Erbilgin Yalısı, Yeniköy’de(http://www.degisti.com/index.php/archives/1828) Köybaşı Caddesi üzerinde 141 no.’da yer alır. Sarraf Varki Vartaks tarafından XIX. yüzyılın sonlarında yaptırılan yalı, Vartaks’ın 1885 yılında ölümünden sonra varisleri arasında ihtilaf konusu olmuştur.

Yalıyı icradan Teşrifat-ı Umumiye Nazırı Mahmut Münir Paşa almıştır. Paşanın 1899’da ölmesi ile birlikte yalının mülkiyeti Ayşe Pervin Hanım ile Şükriye Ulviye Hanım’a geçmiştir. 1911 yılında Sultan II. Abdülhamit’in (1876–1909) oğlu Şehzade Mehmet Burhanettin Efendi’ye satılan yalı, o tarihten sonra Burhanettin Efendi Yalısı olarak anılmaya başlanmıştır. 1912’de Şehzade Burhanettin Efendi yalıyı yıktırarak yeniden yaptırmıştır. İkinci balkonun çatı alınlığında o döneme ait, 1328 tarihli “Ya Hafız” levhası görülmektedir.

1923’de yalıyı Mısırlı Ahmet İhsan Bey satın almış, bu tarihden sonra yapı, Mısırlılar Yalısı olarak da adlandırılmıştır. Ahmet Bey, 1944’de yalıyı mimar Burhanettin Bey’e restore ettirmiş; binaya nakışkar eklenmiş ve birçok kapısı değiştirilmiştir. Ahmet İhsan Bey’in 1946’da ölümü üzerine de mirasçıları (kızları Nebiha, Melek,Nimet,Semiha) yalıyı Erbilgin ailesine satmışlardır. 1985 yılından sonra Erbilgin Yalısı ismini alan yapı, 1987’de Y. Mimar Hüsrev Tayla tarafından bütünüyle restore edilmiş; orijinal izleri ortaya çıkarılmış, iç ve dış mimarisinde bazı değişiklikler yapılmıştır.

Read More

Üryanizade Camii

 

Üsküdar(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085) Kuzguncuk’da(http://www.degisti.com/index.php/archives/5771), Boğaz’ın hemen kıyısında güzel mi güzel, şirin mi şirin bir cami çeker dikkatimizi. Bir ibadet mekanından ziyade küçük bir köşkü andıran bu caminin kendine has minaresini de görmesek belki de yanında yükselen Cemil Molla Köşkü’ne ait bir yapı sanacağız. Zira onun mimarisinden son derece etkilendiği de aşikardır.

             Adını banisi Üryanizade Ahmet Esat Efendi’den alır bu köşkvari şirin cami. 1878 – 1889 yılları arasında II. Abdülhamit Dönemi’nin Şeyhülislam’ı olarak görev yapan Esat Efendi, 1813’de İstanbul Eyüp’de dünyaya açmış gözlerini. Babası Mehmet Sait Efendi, II. Mahmut Dönemi’nde Kadılık yapmış.

             Kendisi de İstanbul Kadılığı, Anadolu Kazeskerliği, Rumeli Kazaskerliği, Ayan Meclisi Üyeliği ve son olarak Şeyhülislamlık gibi devletin önemli kademelerinde önemli görevlerde bulunmuş. 1889 yılında vazifesinin başındayken vefat eden Esat Efendi doğduğu yer olan Eyüp’de Eyüp Camii’nin güneyinde bulunan türbesine defnedilmiş.

            Onun yadigarı olan bu şirin caminin “40 günde tamamlandığı” rivayet edilir. Fevkani olan yapının alt katı kayıkhane olarak taştan yapılırken üstte bulunan mescit ise ahşaptan yapılmış.

Read More

Mediha Sultan Sahilhanesi – Damat Ferit Paşa Sarayı – Baltalimanı Sarayı – Baltalimanı Hastanesi

 

Mediha Sultan Sahilhanesi- Baltalimanı Hastanesi(Baltalimanı Sarayı), Baltalimanı’nda Rumeli Hisarı Caddesi üzerinde, 62 numarada yer alır. 19. yüzyılın ortalarında Sadrazam Mustafa Reşit Paşa (1800–1858) tarafından inşaa ettirilen yapının, mimarları Karabet Amira Balyan ve Sarkis Balyan’dır.

1600 m2 ’lik bir alanda iki katlı ve kagir olarak yaptırılan bina, Sultan Abdülmecit’in kızı Fatma Sultan ile evlendirilen, Mustafa Reşit Paşa’nın oğlu Galip Paşa’nın ikametine tahsis edilmiş ve Galip Paşa’nın ölümünden sonra, hazine tarafından 250 bin altına satın alınmıştır. Mustafa Reşit Paşa’nın Hariciye Nazırlığı döneminde 1838’de, İngiltere, Belçika, Fransa ile Osmanlı Devleti’nin mali alanda çöküşüne zemin hazırlayan ve tarihe Baltalimanı Anlaşması olarak geçen ticari anlaşma da, bu sarayda imzalanmıştır. Fatma Sultan öldüğü 1882 yılına kadar burada göz hapsinde tutulmuştur.

Bir süre oldukça bakımsız kalan bina, 1887 yılında II. Abdülhamit’in küçük kız kardeşi Mediha Sultan’a tahsis edilmiştir. Mediha Sultan’ın Damat Ferit Paşa ile evlenmesinden sonra, bina Damat Ferit Paşa Sarayı olarak anılmış ve 1922 yılına kadar yazlık saray olarak kullanılmıştır. Vahdettin’in sadrazamı olan ve Milli Mücadele aleyhindeki çalışmaları ile tanınan Damat Ferit, Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının zaferinden sonra iki gün içinde ülkeyi terk etmiş, Baltalimanı Sarayı’nın kıymetli eşyaları da 1925 yılında müzayede ile satılmıştır.

Read More

II.Selim Türbesi

Sultan II.Selim Türbesi, Ayasofya Müzesi’nin bahçesinde yer alır.  II.Selim tarafından 1574’de Mimar Sinan’a yaptırılan türbe, onun ölümünden üç yıl sonra, 1574’de tamamlanmıştır.

Büyük bir saltanat mezarlığı sayılabilecek türbede, toplam 42 sanduka vardır. Girişin tam karşısında Sultan II. Selim yatmaktadır. II.Selim’in bir yanında eşi Nurbanu Sultan(Atik Valide), diğer yanında kızı Gevherhan Sultan(Piyale Paşa’nın eşi), onun yanında diğer kızları İsmihan Sultan(önce Sokullu Mehmet Paşa’nın sonra Kalaylı Koz Ali Paşa’nın eşi) ve Fatma Sultan(Siyavuş Paşa’nın eşi)mefdundur. Sultan II.Selim’in, III.Murat tarafından boğdurulan beş oğlu Süleyman, Osman, Cihangir, Mustafa, Abdullah ile Sultan III.Murat ile Sultan III.Mehmet’in genç şehzadeleri ve kızları da bu türbede gömülüdürler.

Sultan II.Selim’in ölümüyle Osmanlı’da birçok ilk gerçekleşmiştir. II.Selim İstanbul’da ölen ilk Osmanlı padişahı olması yanında, kendi ismiyle yaptırdığı külliyeye defnedilmeyen ilk sultandır. Ayasofya’nın bahçesine inşaa edilen ilk türbe II.Selim Türbesi’dir. Nurbanu Sultan’ın da buraya gömülmesiyle, ilk kez bir padişah eşi, Sultanla aynı türbeye gömülmüştür.

Sultan II.Selim’in, türbesini Ayasofya’nın bahçesine yaptırmayı tercih etmesine sebep olarak, yapıyı tümüyle elden geçirtip,minarelerini ekletmesi  ve Ayasofya’yı bir ölçüde kendi eseri gibi kabul etmesi gösterilir.

Read More

Bahariye Caddesi

Bahariye Caddesi, Kadıköy’ün ünlü altı yoludan biridir. 1992 yılında araç trafiğine kapatılan Bahariye Caddesi,Altıyol göbekten hafif bir yokuşla eski Moda havuzuna kadar uzanır. 2003 yılından beri, Nostaljik Kadıköy-Moda tramvay hattı, boydan boya caddeden geçmektedir.

Bölge, vaktiyle Kadıköy ahalisinin temiz havasıyla ünlü, önemli mesire alanlarından biriymiş. O vakitlerde buranın “baharlık” olarak adlandırılması, bu caddenin Bahariye ismini almasına temel olmuş. Osmanlı döneminde has bahçelerden ve kıyılardan sorumlu olan Bostancılara ve Yeniçerilere, her ilk baharda yazlık ve baharlık kıyafetleri dağıtılır, bu vesileyle “bahariye törenleri” düzenlenirmiş. Bir rivayete göre de Bahariye Caddesi’nin adı, bu törenlerden gelmektedir.

Read More