degisti.com

zamanla her şey değişir…

Archives 2011

Faik ve Bekir Bey Yalıları – İkiz Yalı

 Faik ve Bekir Bey Yalıları ya da diğer bilinen adıyla İkiz Yalı, Yeniköy’de Köybaşı Caddesi üzerinde, Yeniköy İskelesi’nin hemen yanında yer alır. Sara Sultan tarafından ikiz kızları için mimar Raimonda d’Aranco’ya 1890-1895 yıllarında yaptırılmıştır.

400m2 yüzölçümüne sahip yalı, ahşaptan eklektik üslupta inşaa edilmiştir. Birbirine bitişik iki yapıdan müteşekkil yalı, üç katlıdır. İki yalı birbirine kapılarla açılır. Yalının güney bölümünü Faik Kurtoğlu, kuzey bölümünü Bekir Sıtkı Oyal satın aldıktan sonra bina Faik Bey ve Bekir Bey Yalıları olarak anılmaya başlanmıştır. İkiz Yalı’dan güney bölümü 1952’de Lütfiye Kurtoğlu’nun, kuzey bölümü 1967’de Müh.Adnan Ünlütürk’ün mülkiyetine geçmiştir.

Read More

Beşiktaş Surp Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi

 

Surp Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi, Beşiktaş merkezde, İlhan Sokak’da yer alır. Asdvadzadzin Gregoryen Ermeni Kilisesi’nin tam adı, Kud Dıpo Surp Asdvadzadin Kilisesidir (Aziz Meryem Ana’nın Sandukasının Bulunuşu.) Bugünkü kilisesaray mimarı Garabet Amira Balyan tarafından 1838 yılında inşaa edilmiştir.

Yapı, Abbas Ağa Mahallesi’nde yer alan, 1681-1684 tarihli,  ahşaptan bir şapelin yerine yapılmıştır.  Doğu-batı ekseninde kapalı haç planında inşaa edilmiş olan Asdvadzadzin Kilisesi, dışarıdan kiremit kaplı kırma çatı ile örtülüdür. İçeride ise ortada, pandantiflerle geçişin sağlandığı bir kubbe ve yan kollarda tonozlar kullanılmıştır. İç mekanda neogotik detaylar göze çarpar. Kubbeyi taşıyan gömme yivli sütunlar, korint başlıklıdır. Narteksli ve galerili kilisenin, kuzeybatısında galeriye çıkış merdivenleri bulunur.

Read More

Çırağan Caddesi

Çırağan Caddesi, Karaköy’den başlayan Boğaz sahil yolunun, Beşiktaş Barbaros Meydanı ile Ortaköy arasındaki uzantısıdır. 4 km. uzunluğundaki cadde, 3 şeritli olup, 2 şeridi sabah saatlerinde Ortaköy-Beşiktaş hattı, akşam saatlerinde ise Beşiktaş-Ortaköy hattı olarak kullanmaktadır.

Çırağan Caddesi her iki yanında sıralanmış çınar ağaçları ve duvarlara asılı olan Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafları ile bugün farklı bir ruha sahiptir.

Cadde, ismini Çırağan sarayından almıştır. Çırağan kelimesi Farsça “ışık veren, aydınlık veren” anlamındaki “Çerağ” kelimesinden türemiştir.

Çırağan Caddesi’nin geçtiği mevkiye zamanında Kazancıoğlu Bahçeleri denirmiş. Burası sonradan padişahın has bahçelerinden biri olmuş ve zamanla hanedan üyelerine ait sahilhanelerle süslü bir kıyı şeridine dönüşmüştür. Evliya Çelebi’nin “vacibü’s seyr”  diye bahsettiği bu yalı ve saraylardan bazıları zaman içinde yenilenmiş ya da yıkılıp tekrar inşaa edilmiş, bazıları ise günümüze ulaşamamıştır.

Read More

Cezayirliyan Yalısı – Avusturya Başkonsolosluğu Binası

 Cezayirliyan Yalısı ya da bugünkü Avusturya Büyükelçiliği Yazlık Binası, Yeniköy’de Köybaşı Caddesi üzerinde, 44 numarada yer alır. 1885 yılında Hassa Mimarı Mıgırdıç ve Çarkçıyan Kalfa tarafından inşaa edilmiştir.

Büyüklüğü ve ihtişamı ile adeta bir saray görünümünde olan 3 katlı kargir yalı, Neoklasik üsluptadır.

Sadrazam Reşit Paşa’nın adamı olan, dönemin ünlü sarrafı ve Gümrük Emini Mıgırdıç(Mıkırdiç) A.Cezayirli(Cezayirliyan), Reşit Paşa’nın azlinden sonra gücünü kaybetmiş, 1859’da bütün servetine el konulmuştur. Yaşadığı üzücü olaylardan sonra ülkeyi terkeden Mıkırdiç, 1860’da döndüğü İstanbul’da 1861yılında vefat etmiş ve doğduğu semt olan Hasköy’de, Ermeni Mezarlığı’na gömülmüştür.

Mıkırdiç’in serveti elinden alınınca, Cezayirliyan Yalısı’nın inşaatı tamamlanamamış, yapı uzun zaman bu şekilde kalmıştır. 1898’de Sultan II.Abdülhamit,Osmanlı-Avusturya dostluğunun bir nişanesi olarak, yalıyı büyükelçilik binası yapılmak üzere Avusturyalılara vermiştir.

Read More

Kasımpaşa Piyale Paşa Camii

Kanuni Sultan Süleyman’ın hüküm sürdüğü 1500’lerin ortalarında artan nüfusu daha rahat koşullarda barındırma ihtiyacı hasıl olunca tez elden veziri Kasım Paşa’yı çağırır Sultan Süleyman. Sultanın emriyle işe koyulan Kasım Paşa, şimdilerin Kasımpaşasını cami ve muhtelif binalar yaptırarak imar ettirir. Bizans’ın Pegai’si o günden sonra Kasımpaşa’dır artık.

            Kısa bir süre sonra Kasımpaşa’nın arkasında kalan deniz kıyısı olan vadi de yerleşime açılmak istenir. İlk adım ise burada bir külliye inşa edilmesi olur. Bu görev de Piyale Mehmet Paşa’ya verilir.

             Piyale Paşa da elbet sarayın baş mimarını yani Mimar Sinan’ı görevlendirir. Gelin görün ki Sinan, pek bir meşguldür o vakitler zira sık sık Edirne’ye gitmekte Sultan Selim adına yaptırılan muhteşem Selimiye Camisinin inşası için çalışmaktadır. Bu nedenledir ki Sinan kadar belki de daha fazla yanında çalışan mimarların da katkısı büyük olur bu külliyenin yapımında.

  Sinan’ın o dönemdeki eserlerine bakıldığında bu caminin farklılığı hemen çeker dikkatleri ve bundan dolayı da camiyi Sinan’ın gözetiminde bir kalfasının yapmış olabileceği hatta bu kimsenin Osmanlı mimarisiyle ilgisi olmayan Batı’dan gelmiş bir mimar olabileceği de ileri sürülen görüşler arasında alır yerini.

 Kanuni’nin ömrü vefa etmez ve külliye onun ölümünden ancak 7 yıl sonra 1573’de oğlunun saltanatı sırasında, Selimiye’den önce tamamlanır. Cami, Sıbyan mektebi, hamam, sebil, tekke, türbe ve çarşıdan meydana gelen bu külliyeden günümüze yalnızca cami ve türbe ulaşabilmiş.

Read More

Narmanlı Han (Beyoğlu) – Narmanlı Yurdu – Eski Rus Elçilik Binası

Narmanlı Han ya da bilinen diğer ismiyle Narmanlı Yurdu, Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi üzerinde, İsveç Konsolosluğu’nun tam karşısında yer alır.Beyoğlu’nun en eski tarihli binalarından biri olan 180 yıllık Narmanlı Han, 1831’de Rus elçilik binası olarak inşaa edilmiştir. Yapı ünlü İtalyan mimar G. Fossatinin eseridir.

Hanın Sofyalı Sokağı’na bakan ve yüksek duvarlarla çevrelenen yeri, 1914’e dek Rus hapishanesi olarak kullanılmış, Rusya ile ilişkilerin askıya alınmasından sonra bina yıllarca bakımsız kalmıştır.1917 Ekim devrimi sırasında, İstanbul’da çok sayıda Rus mültecinin olduğu zamanlarda da, yapı elçilik binası olarak kullanılmaya devam etmiştir.

Yine Fossati’nin bir eseri olan bugünkü Rus elçilik binası açılınca han, Rus konsolosluk bürolarına ve Rus şirketlerinin bürolarına ev sahipliği yapmıştır.1930’lu yılların başında yapıda, Rus hükümetine bağlı ‘‘Neft Syndicat’’ ile ‘‘İntourist’’ firmalarından başka ofis kalmamıştır.

1933’de tamamen boşaltıldıktan sonra bina, İstanbul’un ünlü tüccarlarından Avni ve Sıtkı Narmanlı kardeşlerin mülkiyetine geçmiştir. Sanatsever Narmanlılar hanın odalarını ucuz bedellerle sanatçılara, yayınevlerine kiralamışlar ve yapının adeta bir sanat ve kültür merkezine dönüşmesine vesile olmuşlardır.

Read More

Azapkapı Sokullu Mehmet Paşa Camii

 

Osmanlı’nın en ünlü sadrazamlarından biri olan Sokullu Mehmet adına İstanbul’da yapılan iki camiden ikincisi olan Azapkapı Sokullu Mehmet Paşa Cami, Beyoğlu ile Tarihî Yarımada’yı birleştiren Unkapanı Atatürk Köprüsü’nün Galata ayağının hemen dibinde Azapkapı semtindedir.

             Vaktiyle Galata surlarının hemen dışında inşa edilmiş olan camiye burada bulunan kapıdan dolayı Azapkapı Camii de denmiş. Cenevizliler döneminde Porta di San Antonio şeklinde adlandırılmış olan kapı, 16.yy.’da tersanenin Kasımpaşa’ya gelmesi ve tersane hizmetindeki bahriye azeplerine ait kışlanın o çevrede bulunması nedeniyle de Azep Kapısı adını almış.

             Sokullu’nun Kadırga’da yer alan diğer camiinde ( http://www.degisti.com/index.php/archives/10270#more-10270)olduğu gibi bu camide de büyük usta Mimar Sinan’ın imzasını görürüz. Kadırga’daki cami yapılırken binbir telaş içinde Edirne Selimiye Camii için de çalışmalar yapan Sinan, ustalık eserim dediği bu muhteşem eserini tamamladıktan 2 yıl kadar sonra tarihler 1577’yi gösterdiğinde Sokullu’nun Azapkapı’daki bu camisinin de yapımını tamamlar.

Read More