degisti.com

zamanla her şey değişir…

Beyazıt

Beyazıt

İstanbul’da tarihi yarımada’nın merkezinde yer alan Beyazıt Meydan’ı,Bizans döneminde kentin en büyük meydanı,Osmanlı döneminde bir saray meydanı olarak önemini her çağda korumuştur. Beyazıt semti, Divanyolu(http://www.degisti.com/index.php/archives/4132) yönünde Çarşıkapı ve Kapalıçarşı,güneyde Soğanağa Mahallesi, batıda Aksaray(http://www.degisti.com/index.php/archives/4600) yönünde Hasan Paşa Hanı, Seyyit Hasan Paşa Külliyesi ve İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi ile belirlenen alan ve Kuyucu Murat Paşa Medresesi’nin sınır oluşturduğu Vezneciler, kuzeyde Eski Saray(http://www.degisti.com/index.php/archives/20470) yani üniversiteyi içine almak üzere Rıza Paşa ve Mercan yokuşlarının başlangıç noktalarını kapsar.

beyazit_meydani_eski

İmparator Teodosyus zamanında,393 yılında şehrin en büyük meydanı olarak inşaa  edilen meydana,ortasında bulunan zafer takının üstünde yer alan bronz boğa başlarından dolayı “Form Tauri” denmiştir.Bugün meydan,Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı ilk sarayın yerinde yer alan İstanbul Üniversitesi,Kapalıçarşı ve meydana adını veren Beyazıt Külliyesi ( http://www.degisti.com/index.php/archives/322#more-322 )ile çevrilidir.

Bir dönem adı Hürriyet Meydanı olarak değiştirilen meydan,Osmanlıdan günümüze birçok olaya tanıklık etmiştir.2010 yılında Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’na ev sahipliği yapan meydan,gene 2010 yılında ramazan şenliklerinin Sultanahmet’den(http://www.degisti.com/index.php/archives/675) sonra yeni adresi olmuştur.

beyazit_meydani_eski

beyazit

beyazit_meydani_2014

beyazit_meydani_2014_mart

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

2 comments

ayfer

Küçük bir çocukken Beyazıt’a ilk gittiğimde İstanbul Üniversitesi’nin kapısına uzun uzun bakmıştım. Ve yıllar sonra bir İstanbul Üniversiteli olarak onun önünde dururken o dönemde her okula yeni başlayan gibi fotoğraf çektirme telaşına düşmüştük. Meydanın orta yerinde arkada çocukluk hayalim üniversitenin giriş kapısı…

Hasan EMLEK

Tramvayı fotoğrafın hatırlattığı;
7-8 yaşlarında Azak yokuşunda Sandalcı İhsan Sokakta oturuyorduk. Bir akşam yürüyüşünde Babam, Annem ve ablam beraberdik. Fotoğraftaki tramvayın bulunduğu yerin yol kenarında (Foto’ da görünmüyor) Polis Karakolu vardı ve ahşap bir yapı idi. Ailece yaptığımız akşam yürüyüşü sırasında, tam bu karakolun önünden geçerken, birden içerde biryerlerin tutuştuğunu gördük. Daha doğrusu, Babam farketmişti bizde onun sayesinde gördük.
Babam birdenbire bizim ellerimizi bırakarak karakola doğru koştu içeri girdi. Hemen perdeleri aşagıya çekti ve polislere yardım etmeye başladı. Biz şaşkınlıkla olanları seyrederken birkaç kişi daha toplanmıştı. Akşamın o saatinde birkaç kişi yine iyi sayılırdı. Zira İstanbul nüfusu o zaman ancak 1.000.000 kişi idi.
Sonra o toplana kişilerden de yardım edenler oldu ve yangın fazla hasar vermeden söndürüldü. Yardım etmeyi HAYATI boyunca kendine ilke edinmiş olan babam iyi bir iş yapmıştı. Daha çok sevmiştim ve hayranlığım artmıştı o cesur adama.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir