degisti.com

zamanla her şey değişir…

Archives Ocak 2011

Kadıköy Kurbağalıdere

 

Kurbağalıdere, İstanbul’un Anadolu yakasında Kadıköy’e(http://www.degisti.com/index.php/archives/524) bağlı bir semttir. Fikirtepe, Kızıltoprak, Feneryolu ve Bahariye semtlerinin arasında yer alır. Semte adını veren dere, Kadıköy çevresinin en uzun deresidir ve toplam uzunluğu 67 bin 680 m.dir.

Küçük derelerin aktığı büyük bir havzaya sahip olan Kurbağalıdere, Şerifali Gecekondu Önleme Bölgesinden başlayarak, Moda’ya(http://www.degisti.com/index.php/archives/9450) kadar uzanan bir güzergahı takip eder ve Mühürdar Pompa İstasyonu’na ulaşır.

Read More

Kadıköy

 Kadıköy, İstanbul’un Anadolu yakasında, Boğaz’ın(http://www.degisti.com/index.php/archives/511) Marmara’ya açılmaya başladığı kıyılarda yer alır. Doğuda Ataşehir ve Maltepe, kuzeyde Üsküdar(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085), güneyde ise Marmara Denizi ile çevrelenmiştir.

Kadıköy ilçesi sınırları içinde Göztepe gibi önemli yükseltiler(235 m.) olmasına karşın, yerleşime Kayışdağı ve Çamlıca eteklerinden Marmara Denizi’ne doğru uzanan, hafif dalgalı düzlükler ve taşlı eğimler hakimdir. Fikirtepe, Acıbadem Altıyol, Küçük Moda ve Koşuyolu Kadıköy bölgesinin diğer önemli tepe noktalarıdır.

Kadıköy’ün, Haydarpaşa ve Kalamış(http://www.degisti.com/index.php/archives/2685) koyları ile Moda(http://www.degisti.com/index.php/archives/9450) ve Fenerbahçe burunlarının(http://www.degisti.com/index.php/archives/4249) yer aldığı hareketli bir kıyı çizgisi vardır. İlçenin başlıca akarsuları Kuşdili Deresi (Kurbağalıdere), Çamaşırcı Deresi (Bostancı Deresi), Turşucu Deresi ve Seyit Ahmet Deresi’dir.

Rivayete göre, M.Ö 650’li yıllarda, yaşamak için kendilerine yeni topraklar arayan bir kavim, nihayetinde Sarayburnu’na gelir.Kavimin başındaki kişi, Sarayburnu’ndan etrafına bakınca karşının güzelliğine şaşırır. Böyle yaşamaya elverişli güzel yerlerin boş bırakıldığını görünce de, buradaki insanların kör olması gerektiğini düşünür, buraya Kalkedon yani “Körler Ülkesi ” der ve Sarayburnu’na yerleşir. M.Ö 608’le 600 yılları arasında, Sarayburnu’nda kendi adını verdiği Bizans şehrini kurar.

Diğer taraftan, Anadolu’nun Ege Denizi kıyılarından gelen ve Yunanistan’a inen Akaların bir kolu, M.Ö 675 yıllarında Fikirtepe ve Moda’daki iki Fenike kentini almış, bugün Bahariye, Mühürdar, Moda semtlerinin bulunduğu yerlere yerleşmişlerdir. Kısa süre içinde İzmit’e kadar olan bölgeyi el geçiren bu topluluk, Kalkedonya Devleti’ni kurmuş; başkenti de Kalkedon (Kadıköy)yapmıştır.

Kalkedon M.Ö. VI.yüzyılı Pers egemenliğinde geçirir. Pers Kralı Darius İskitlilerle savaşa giderken Kalkedonya’yı da alır. Bunun üzerine Kalkedonyalılar, Bizanslılarla birlikte Darius’a karşı savaşırlar. Darius, Kalkedonyalıları ezip geçer. Bunun üzerine Kalkedonyalılar önce İyonlarla, sonra Bizanslılarla birleşip yeniden savaşa tutuştular. Sonuçta Kalkedon Perslerin eline geçer. Daha sonra Makedonya Kralı İskender, Persleri yenip Pers kentleriyle birlikte Kalkedonya’yı da alır. M.Ö 281’de Bitinyalılar, Marmara kıyılarındaki kentlerin çoğu ile beraber Kalkedonya’yı da ele geçirirler. Kısa bir süre özgür kalan Kalkedonya, çok geçmeden Romalıların yönetimine girer.

Read More

Kadıköy Altıyol

 

Kadıköy, Anadolu yakasında, Boğaz’ın Marmara’ya açılmaya başladığı kıyılarda yer alan İstanbul’un önemli ilçelerinden biridir. Doğuda Ataşehir ve Maltepe, kuzeyde Üsküdar(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085), güneyde ise Marmara Denizi ile çevrelenmiştir.

Kadıköy ilçesinde Göztepe(235 m.), Acıbadem, Fikirtepe, Altıyol, Küçük Moda ve Koşuyolu, bölgenin önemli tepe noktalarıdır.

Kuşdili Caddesi, Bahariye Caddesi ( http://www.degisti.com/index.php/archives/10781#more-10781 ) ve Söğütlüçeşme Caddesi’nin kesiştiği nokta Altıyol olarak adlandırılır. Eskinin mesire yeri Altıyol, bugün Kadıköy’ün en kalabalık, en merkezi noktalarından biridir.

Read More

İstanbul Boğazı

İstanbul Boğazı,Marmara Denizi ile Karadeniz’i birbirine bağlayan 29.9 kilometre uzunluğunda bir su geçitidir. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan boğaz, İstanbul’u, Anadolu yakası ve Avrupa yakası olmak üzere ikiye böler. İstanbul Boğazı’nın iki yanındaki yerleşimlere Boğaziçi denmektedir. 1Mayıs 1982’de yürürlüğe giren İstanbul Liman Tüzüğü uyarınca, İstanbul Boğazı’nın güney sınırı; Ahırkapı Feneri’ni(http://www.degisti.com/index.php/archives/950) Kadıköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/524) İnceburnu Feneri’ne birleştiren hat, kuzey sınırı; Anadolu Feneri’ni Rumeli Feneri’ne birleştiren hat olarak belirlenmiştir.

Read More

İstiklal Caddesi

Her semt, her sokak, her cadde insanı anlatır bir parça… İnsandır onlara hayat veren. Tıpkı Beyoğlu’nda Tünel ve Taksim meydanları arasında uzanan meşhur cadde de, İstiklal Caddesi’nde olduğu gibi.

            Akşamları ama ille de hafta sonları yolunuz düştüğünde büyük bir insan seli karşılar sizi, iğne atsan yere düşmez misali. Salah Birsel’in; “ İstiklal Caddesi dediğin/ Antep kilimine benzer / Beyazlar, yeşiller, karalar…” dizelerinde bahsettiği gibi çeşit çeşit insanla doludur İstiklal.

            “Yeryüzünde böyle bir yer daha var mıdır bilmiyorum? Müzik marketlerden caddeye yayılan arabesk, protest, caz, pop, metal, klasik müzik, Türk müziği, türkü ve sınıflandırılamamış ne kadar şarkı varsa kulağınızı tırmalardı. Parfüm, ter, yemek ve çiçek kokuları arasında keyifle, kederle, aceleyle, dalgınlıkla, pervasızca, çapkınca, tek başına, toplu yürürdü insanlar…” böyle anlatır Ahmet Ümit, Beyoğlu Rapsodisi romanında İstiklal’i.

             Ve devamında çok kollu, çok dallı büyük bir ırmağa benzetir bu muhteşem caddeyi, öyle ya papazından, cami hocasına, bankacısından, işportacısına, öğrencisinden, öğretmenine, tinercisinden, evsizine, yerlisinden, yabancısına insana dair ne varsa, kim varsa hepsini, herkesi sorgusuz sualsiz kucaklar bu meşhur cadde.

 

Read More

Yeni Camii Külliyesi – Valide Camii Külliyesi

Eminönü(http://www.degisti.com/index.php/archives/4313) Meydanı’nda, Mısır Çarşısı’nın karşısında yer alan Yeni Camii Külliyesi, Osmanlı tarihi boyunca yapımı en uzun süren külliyedir. III. Murat’ın eşi Safiye Sultan adına 1589 yılında yapımına başlanan külliye, 1663 yılında tamamlanmıştır. Külliyenin ana yapıları; cami, Mısır Çarşısı(http://www.degisti.com/index.php/archives/20223), türbe ve hünkar kasrıdır.

III. Mehmet’in tahta geçişiyle siyasi işlere bile karışmaya başlayan Safiye Sultan, bir cami yaptırmaya karar vermiş ve bunun için Mimar Davut Ağa’yı görevlendirmiştir. Caminin yapımı sırasında, inşaat alanının dolma bir arazi olması nedeniyle, temel çukurlarından su çıkmaya başlamış ve tulumbalarla bu su boşaltılmaya çalışılmıştır. Daha sonra Davut Ağa, Mimar Sinan’ın Büyükçekmece Köprüsü’nde(http://www.degisti.com/index.php/archives/12141) yaptığı gibi büyük kazıklar çaktırıp, bunların başlarını kurşun kuşaklarla birleştirmiş ve binanın temel taşlarını bu tabanlara oturtmuştur. Bugüne kadar Haliç kıyılarında çökme ve kaymalar olmasına karşın, bu büyük eserin birçok depreme ve dış etkilere maruz kaldığı halde ayakta olması, temellerinin sağlamlığına dikkati çekmektedir.

Mimar Davut Ağa’nın 1598’deki veba salgınında ölmesi üzerine, yapının mimarlığına Dalgıç Mehmet Çavuş getirilmiştir. İlk pencere taklarına kadar yükselen cami, 1603 yılında III.Mehmet’in ve Safiye Sultan’ın ölmesi üzerine yarım kalmıştır. 1660’da IV.Mehmet’in annesi Turhan Sultan’ın emriyle, duvarlarından bir sıra taş sökülmek suretiyle caminin inşaasına yeniden başlanmıştır. Bu kez mimarlığına Ser Mimar-ı Hassa Mustafa Ağa’nın getirildiği yapı, 1663’de tamamlanabilmiştir.

Read More

Dolmabahçe Sarayı

Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş(http://www.degisti.com/index.php/archives/2589) Dolmabahçe’de, ismini verdiği cadde üzerinde yer alır.  Abdülmecit Han tarafından yaptırılan sarayın inşasına 13 Haziran 1843 tarihinde başlanmıştır. Çevre duvarlarının tamamlanması ile birlikte saray, 7 Haziran 1856 yılında açılmıştır. Mimarları Garabet Amire Balyan ile Sarkis Balyan’dır.

Abdülmecit eski Beşiktaş Sarayı’nda bir süre oturduktan sonra, şimdiye kadar tercih edilen klasik saraylar yerine, ikamet, sayfiye, misafir kabul ve ağırlama, devlet işlerini yürütme amacıyla Avrupai üslupta bir sarayın inşaatına karar vermiştir. Dolmabahçe Sarayı yaklaşık olarak 250.000 m²’lik bir alanda yer alır. Saray, müştemilatının neredeyse tamamıyla birlikte deniz doldurularak, bu zemin üzerine 35 – 40 cm çapında, 40 – 45 cm satrançvari aralıklarla, meşe kazıklar çakılarak üzerine takviye edilmiş, yatay hatıllarla bütünleştirilmiş, 100 – 120 cm kalınlığında oldukça sağlam horasan harçlı döşek üzerine kagir olarak inşaa edilmiştir. Yıktırılan eski sarayların temel döşekleri tamir ettirilerek yeniden kullanılmıştır.

Read More