Bayram Paşa Külliyesi
Bayram Paşa Külliyesi, Fatih Haseki’de, Keçi Hatun Mahallesi’nde, Haseki Külliyesi’nin hemen yanında yer alır. 1044’te (1634-35) Veziriazam Bayram Paşa(ö. 1638) tarafından yaptırılan külliye;medrese, tekke, türbe, sebil, sıbyan mektebi, çeşme ve dükkanlardan oluşmaktadır. Bayrampaşa, IV.Murat zamanında sadrazamlık yapmış ve Bağdat seferi sırasında vefat etmiş bir devlet adamıdır. Külliye içinde yer alan türbesinde mefdundur.
Bünyesinde cami bulunmayan külliyenin, dönemin Hassa Başmimarı Kasım Ağa’nın eseri olduğu kabul edilir. Külliye XVIII. yüzyıldan bu yana çeşitli onarımlar görmüş, sıbyan mektebi dışında kalan yapıları özgünlüğünü kaybetmeden günümüze gelebilmiştir.
Palazzo Corpi – Eski Amerikan Başkonsolosluğu – Soho House İstanbul
Palazzo Corpi-Eski Amerikan Başkonsolosluğu-Soho House İstanbul, Beyoğlu’nda Meşrutiyet Caddesi üzerinde yer alır. Cenevizli Ignacé Corpi tarafından 1873 yılında yaptırılan binanın mimarı Giacomo Leoni’dir.
Corpi ailesinin son büyük bankeri olan Ignacé Corpi, Said Duhani’nin anlattığına göre, Meşrutiyet Caddesi Müellif Sokak’ta kız kardeşi ile beraber yaşıyordu. Kız kardeşinin evlenmesinden sonra oturdukları evden ayrılmaya karar veren Corpi, çok uzakta değil, sadece otuz-kırk adım ileride kendisi ve kız kardeşinin ailesi için bir saray inşaa ettirmeye karar verdi.
Tepebaşı, Osmanlı döneminde “Petits Champs des Mort” yani “Küçük Mezarlık” olarak anılırdı. Corpi’nin sarayını inşaa ettirdiği Meşrutiyet Caddesi de o yıllarda Kabristan Sokağı adıyla biliniyordu.Sarayın inşaası için İtalya’dan Mimar Giacomo Leoni İstanbul’a davet edildi. Bir rivayete göre Leoni İstanbul’a geldiğinde Levanten Mimar Georgio Stampa ile işbirliği yapmış ve Corpi Sarayı’nın inşaasını bu iki mimar beraber üstlenmişlerdi.
Ferruh Efendi Yalısı
Ferruh Efendi Yalısı, İstanbul Boğazı’nın( http://www.degisti.com/index.php/archives/511) Anadolu yakasında, Kanlıca(http://www.degisti.com/index.php/archives/6873) sahilinde yer alır. XIX. yüzyılın ortalarında inşaa edilmiş olan ahşap/bağdadi yalı, harem ve selamlık olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Saray tefrişatçısı Ferruh Efendi’ye ait olan yalı, 1912’de Ahmet Tanrısever’in, ölümünden sonra da kızları Muhterem ve Mükerrem Tanrısever’in mülkiyetine geçmiştir.