degisti.com

zamanla her şey değişir…

Darüşşafaka

Darüşşafaka

Darüşşafaka, yetim ve yoksul müslüman çocukların yetiştirilmesi amacıyla 28 Haziran 1873’de açılan parasız yatılı, özel statülü ilk okuldur.  “Şefkat yurdu” anlamına gelen Darüşşafaka’nın  ilk adı “Darüşşafakatü’l İslamiye”dir.  Okul, “Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye” isimli hayır derneğince  İstanbul’a kazandırılmış başlıca eğitim kurumlarından biridir.

Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye derneği, Yusuf Ziya Paşa, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Vidinli Tevfik Paşa, Sakızlı Ahmet Paşa ve Ali Naki Efendi tarafından, 30 Mart 1863 tarihli padişah fermanıyla kurulmuştur. Dernek, Türkiye tarihinde eğitim alanında kurulan ilk sivil örgütlenme kabul edilir.

Yoksul ve yetim çocukların eğitim-öğretimine destek olmayı amaçlayan derneğin attığı ilk adım; Kapalıçarşı (http://www.degisti.com/index.php/archives/573)ve çevresinde çalışan çırakların okutulması olmuştur. Bu amaçla Beyazıt’taki eski Valide Mektebi binası onarılarak derslere başlanmıştır. Türkiye’de ilk halk okulu sayılan bu tek derslikli “çırak mektebi” 1873’e kadar bu şekilde eğitime devam etmiştir. Cemiyetin gelişmesiyle birlikte daha büyük ölçekli bir okulun kurulması gündeme gelmiş, seçenekler arasından Fransa’daki “Prytanéé Militarie De La Fleshe” denemesi örnek alınmıştır.

 1868’de Sultan Abdülaziz’in yaptığı bağışla satın alınan Fatih’teki arsada  başlanan okul inşaası, 17 Haziran 1873’de tamamlanmıştır. İtalyan mimar Barironi’nin tasarladığı ve planını Dolmabahçe Sarayı (http://www.degisti.com/index.php/archives/416)mimarbaşısı Ohannes Amire Balyan’ın çizdiği bina, eski konak ve kışla yapılarının okul olarak kullanıldığı bir dönemde, okul olarak tasarlanmış ilk yapılardan biri olmuştur.

 Darüşşafakat’ül İslamiye, parasız yatılı, özel statülü bir okul olarak, açılışta alınan 54 öğrencisiyle 29 Haziran 1973’de, Yüzbaşı Mustafa Efendi’nin verdiği ilk dersle öğretime başlamıştır.  Eğitim ve öğretim programı iptidai (ilkokul), rüştiye (ortaokul) ve idadi (lise) programlarını içine alacak şekilde hazırlanmakla birlikte, Maarif Nezareti’ne bağlı okullarda uygulanan programın üstündeydi. Toplam sekiz yıl olan okulda son iki yıl “âli” sınıflarını oluşturmaktaydı ve programı yüksekokul programına göre hazırlanmıştı. Bu sebeple 1894 yılına kadar Darüşşafaka’yı bitirenler yüksekokul mezunu sayılmıştır. Okul ilk mezunlarını 1881 yılında vermiştir.

 1880’lerde ve 1900’lerin ortalarına kadar, dönemin birçok seçkin ve ünlü kişisi Darüşşafaka’da öğretmen olarak fahri görev almıştır, ki Namık Kemal, Bestekar Zekai Efendi, Ahmet Mithat Efendi, Ressam Agah Efendi, Selim Sırrı Tarcan, şair Yahya Kemal Beyatlı, ressam Ali Rıza Hoca, bunların arasındadır. 1888’de her türlü toplantının yasaklanmasıyla Darüşşafaka mali sıkıntı içinde düşmüş, Abdülhamit Darüşşafaka’yı himayesi altına almış; devlet imtiyaz alan şirketlerin Darüşşafaka’ya nakdi yardım yapmaları usulünü başlatmış ve mali sıkıntı sona ermiştir.


 Osmanlı Hükümeti, bir öğrenci direnişi yüzünden 1903’de Darüşşafaka’ya el koyarak yönetimini Maarif Nezareti’ne bağlamıştır. Parasız öğretmenlik kaldırılmış, Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye dağılmıştır.  Darüşşafaka’nın bir devlet okuluna dönüşmesiyle kuruluş amacından sapılmış; okula analı- babalı ve bazı ileri gelen ailelerin çocukları da kaydedilmiştir. Bu durum II. Meşrutiyet’e kadar sürmüştür.

 II. Meşrutiyet’in ilanı üzerine Cemiyet’in eski üyeleri ve Darüşşafaka’dan yetişenler bir araya gelmiş, Darüşşafakalılar Derneği kurarak okulun yaşatılması kararını almıştır. Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye üyeleri, 1909’da Darüşşafaka’yı geri almak için Maarif Nezareti’ne başvurmuş, aynı yıl devir gerçekleşmiştir.

Birinci Dünya Savaşı ve devamındaki Kurtuluş Savaşı yılları, Darüşşafaka için çok zor ancak pek çok yönden anlamlı bir dönemi simgeler: 1916-1918 yıllarında, lise bölümü öğrencileri Çanakkale Savaşı’na katılarak şehit düştüklerinden bu yıllarda mezun verilememiştir. 1919-1920  yılları arasında okula yeni bir öğrenci kaydolmamış, tüm bunların sonucunda öğrenci sayısı 200’e düşmüştür. 1924’de çıkarılan  ve eğitim düzenini bütünlemeyi, laikleştirmeyi, tarih ve dil konularında ulusallığı öne çıkarmayı amaçlayan  Tevhid-i Tedrisat (Öğrenim Birliği) Kanunu’na bağlı olarak Cemiyet Yönetim Kurulu öğretim programında bu yönde çok kapsamlı değişiklikler yapılmasını kararlaştırmıştır. Darüşşafaka “tam devreli lise” haline getirilmiş, özel lise konumunda devlet lise ve ortaokullarının programını uygulamaya başlamış ve Darüşşafaka Lisesi adını almıştır. Bu değişiklikler Maarif Vekaleti tarafından onaylandı ve okulun mezunları İstanbul Üniversitesi ile yüksekokullara resmi lise mezunları gibi sınavsız kabul edilmeye başlandı.

 1931’de  okulun mevcut olan fen sınıfı yanında edebiyat sınıfı da açılmıştır.  1939’da Erzincan’da deprem felaketine uğrayan ailelerden Darüşşafaka’nın öğrenci kabul koşullarına uygun 83 çocuk okula alınmıştır. 1955-56 öğretim yılı Darüşşafaka Lisesi için önemli bir dönüm noktası olmuş; yeni bir düzenleme ile İngilizce öğretim yapılan bir kolej statüsüne geçilmiş, iki yıllık hazırlık sınıfı konarak eğitim sekiz yıla çıkarılmış ve fen ve matematik dersleri İngilizce okutulmaya başlanmıştır.  Yönetim Kurulu 1969’da bir “Kız Koleji” binası yapılması ve karma eğitime geçilmesi kararını almış, projesi Ordinaryüs Prof. Yüksek Mimar Emin Onat tarafından yapılan tesisler, 1971-72 ders yılında hizmete girmiştir.

 1994’de Darüşşafaka Eğitim Kurumlarının Maslak’daki (http://www.degisti.com/index.php/archives/6943) yeni kampusü hizmet girmiş, Fatih’deki 120 yıllık bina boşaltılarak Ziraat Bankası’na satılmıştır. Banka burada “Bankacılık Yüksek Okulu” kurmayı planlamış, fakat bu proje hayata geçirilememiştir. Okul binaları 18 yıl boş kalmış, bir süre bankanın arşiv deposu olarak kullanılmış, sonradan Milli Emlak’a devredilmiş ve ardından da hazineye bağışlanmıştır.

 Fatih Darüşşafaka, bir ana bina ile  kaynaklarda “eski “odalar, “eski ahır mahalli”, “eski köşk ve limonluk”, “eski bahçevan odası” olarak geçen  ek binalardan oluşmaktadır. Ana bina, arsanın tam ortasında yer alan dört köşe bir blok şeklinde düzenlenmiştir. Bodrum katı ve bunun üzerinde yükselen üç kattan oluşan bina, plan açısından ilginç özelliklere sahiptir. 19. yüzyıl rüştiye binalarını andıran okul, aynı blokta iki bitişik bina biçiminde bir merkezi aydınlık çevresinde gelişen iki simetrik bölümden oluşmuştur. İki bölümün merdiven kovaları, koridor ve binaya girişi sağlayan kapıları ayrıdır. Bu düzenleme, planlama ve inşaa, yapının bir yanının erkeklere bir yanının kızlara ayrılmasının sonucudur. Giriş ile merdivenler arasında bulunan koridor aksının her iki yanında odalar sıralanmıştır. Her katta 18 oda vardır. Benzer mimari şemaya sahip katlar ve odalar; derslik, özel dershaneler, yatakhane ve yönetim hizmetlerine ayrılmıştır.

 Binanın cephe düzeni, 19.yüzyıl resmi binalarıyla benzerlik göstermektedir. Yarı yarıya yükseltilmiş bodrum katı, onun üzerindeki giriş katı ve  bina köşeleri rustik taş işleme ile vurgulanmıştır. Üst katlar ise kalın kat kornişleriyle birbirinden ayrılmıştır. Plandaki simetrik çıkmaların cepheye yansıması, binanın tekdüze cephesine hareketlilik katmıştır.

Arazi ve binalar 2007 yılında Hazine tarafından Milli Eğitim Bakanlığına devredimiş, Milli Eğitim Bakanlığı ise “Fatih Sultan Mehmet İmam Hatip Lisesi” adında bir okul açması amacıyla burayı İlim Yayma Cemiyeti’ne tahsis etmiştir. Daha sonra yapılar İstanbul İl Özel İdaresi tarafından restorasyona alınmıştır.

 

Kaynakça:

Özgüven Burcu, Sakaoğlu Necdet, “Darüşşafaka” Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul 1994, s.1,2

wikipedia.org

darussafaka.k12.tr

iyc.org.tr

 

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

4 comments

Muharrem Soyek

Eski Darüşşafaka’nın özü derli toplu kısa tarihçesi.

Mustafa Gülberk

Sadece “yetim ve yoksul” ifadesine itirazım var..Çünkü bu temel bir tartışma konusu Darüşşafaka Camiasında. Kuruluş Tüzüğü incelendiğinde, “yoksul ve yetenekli Müslüman Çocukları” için kurulduğu çok açıkça bellidir.Ancak dönemin Rus ve Balkan Savaşları sonrası olması sebebiyle, “baba”nın olmadığı evin “ekonomik anlamda” en yoksul statüye gelmesi ve savaşta babasız kalanların çokluğu sebebiyle bir pozitif ayrımcılık yapılmıştır.Nitekim 1964 den 1984 e kadar ana babalıları da almıştır Darüşşafaka.2013 deki son olağanüstü genel kongresinde de, sadece “yetim” leri değil, pozitif ayrımcılık yaparak “öksüzlere” de kapılarını açmıştır. Alıncak öğrenci sayısının belli bir sınırda olması bazı tedbirleri de beraberinde getirmektedir maalesef. Ancak Darüşşafaka’daki temel mantık , ” fakir ve yetenekli Müslüman çocuklarının eğitilmesi” dir.

Muhammed Tatlısu

Harika bir derleme emegi geçen herkese teşekkürler.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir