degisti.com

zamanla her şey değişir…

Category GENEL OLARAK İSTANBUL’UN DEĞİŞEN YÜZÜ

Kurtuluş – Tatavla

Kurtuluş, eski adıyla Tatavla, büyük bir kısmıŞişli’ye(http://www.degisti.com/index.php/archives/15379 ,bir kısmı ise Beyoğlu ilçesine bağlı tarihi bir semttir. Yaklaşık 470 yıllık bir geçmişe sahip olan semt, Pangaltı’nın üzerinde bulunduğu tepeden güneye doğru hafif bir eğimle inen eski bir dere yatağı ve bu dere yatağını çevreleyen tepeciklerin üzerinde kurulmuştur.

 Aya Dimitri Tepeleri denen bu tepeler, adını aynı isimli yerleşimde yer alan ve 16.yy’da yapılan Rum Ortodoks kilisesinden almıştır. Zaman içinde bu yerleşimde tavlalar (at ahırları) yapılınca, semt Tatavula,Taula,Tatagula,Tataulon gibi değişik isimlerle anılmış, 19.yüzyıl ortalarında ise Tatavla adını almıştır. Cumhuriyet dönemine kadar da, semtin ismi Tatavla olarak kalmıştır. 1929 yılında semti küle çeviren yangından sonra adı “Kurtuluş” olmuştur.

Read More

Levent

Levent, İstabul’un Beşiktaş ilçesine bağlı bir semttir. Batıda Büyükdere Caddesi, doğuda Etiler ve Akatlar,  güneyde Levazım Mahallesi, kuzeyde ise Maslak semtleriyle çevrilidir.

Levent semtinin ilk kullanımı Sultan I.Abdülhamit dönemine rastlar. 1780’li yıllarda padişah, bugünkü Büyükdere Caddesi’nin doğusunda bulunan bölgeyi Kaptan_ı Derya Cezayirli Hasan Paşa’ya vermiş,o zamanki deniz askerleri Levent adıyla anıldığı için Cezayirli Hasan Paşa’nın bu toprakları “Levent Çiftliği” adıyla anılmaya başlanmıştır.

I.Abdülhamit’den sonra tahta geçen III.Selim, Nizam_ı Cedid ordusunun ilk kışlasını Levent Çiftliği’nde kurmuştur. Bu tarihten sonra da bölge Levent Çiftliği ya da Levent Kışlası olarak bilinmiştir. Kışla bugünkü Ortaköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/16181) ile Baltalimanı arasındaki sırtlardaydı.  1790’lı yıllarda yaklaşık 4000 kişilik bir askeri birliğin barındığı bu çiftlikte, Avrupa starndartlarında tüfekler ve kasaturalar imal ediliyor, ok atılıyor, ata biniliyor, müzik dinleniyor ve pehlivan güreştiriliyordu. Zamanla Levent Çiftliği’nin askeri fonksiyonu kaybolmuş ve bu geniş arazi, yakınındaki Zincirlikuyu ve Balmumcu çiftlikleri gibi ziraat amaçlı kullanılmaya başlanmıştır.

Read More

Kasımpaşa

Kasımpaşa, Beyoğlu ilçesine bağlı, Galata ve Hasköy arasındaki kıyıda, Unkapanı Atatürk Köprüsü’nün ( http://www.degisti.com/index.php/archives/7075  ) kuzeyinden ve Haliç Tersanesi havuzlarından başlayarak Hasköy’e kadar uzanan; kuzeydoğuda karaya doğru Dolapdere sırtlarına tırmanan; güneydoğuda Azapkapı, doğuda Şişhane, Tepebaşı, Ömer Hayyam, kuzeyde Hacıhüsrev, kuzeybatıda Piyalepaşa, Okmeydanı, Aynalıkavak semt ve mahalleleriyle çevrili tarihi bir semttir.

Read More

Tarabya

Tarabya, İstanbul’un Avrupa yakasında, Boğaziçi’nde tarihi bir semttir. Kuzeyde Kireçburnu ve Büyükdere, güneyde ise  Yeniköy ile sınır komşusudur. Yerleşim, Eminönü’ne 19 kilometre, Taksim’e ise 16 kilometre uzaklıktadır. Tarabya  adının tarihi kaynaklara göre ilk şekli  “Farmakia”(Rumca ilaç demek) idi.  Bir efsaneye göre, Cholchis Kralının kızı ve Jason’un karısı Medea, Tarabya köyünün yakınlarındaki küçük ve şirin körfezde toprağa ayak basmış, sihirli ilaçlarının ve şerbetlerinin  bulunduğu sandığını burada açmıştır.  Başka bir efsaneye göre de, Medea kıskanç, kötü ve büyücü  bir  kadındır. Kocası  Jason’u zehirlemek için denize zehir atar, daha sonrasında burası zehir anlamına da gelen “Pharmakeus” olarak adlandırılır.

Sonrasında ise Patrik Attikus, havasının temizliği ve mevcut olan  şifalı suları dolayısıyla buraya, şifa manasına gelen “Therapia” adını verir. O tarihten itibaren Rumlar tarafından ”Therapia” olarak anılan bölge, Türkler zamanında “Tarabya” olarak isimlendirilir. Bir söylenceye göre de, bu köye balık yemek için gelen Sultan II. Selim, bölgede bir saray inşaa ettirmiş ve burayı eğlence manasına gelen “Tarabiye” olarak adlandırmıştır.

Read More

Kabataş

 

Kabataş, İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı bir semttir. Fındıklı ile Dolmabahçe arasındaki kıyıyı ve yamaçları kapsar. Sahilindeki Hadika taşı (Hadika, saray bostan ve bahçeleri için kullanılan bir deyimdir.) ile meşhur semtin, adını bir zamanlar burada bulunan dev bir kayadan aldığı söylenir. Rivayete göre; Etmeydanı’nda yer alan ve barut deposu olarak kullanılan Bizanslılardan kalma Güngörmez Kilisesi, 15. yüzyılın sonunda yıldırım düşmesi sonucu infilak etmiş ve buradan uçan büyük bir taş parçası bu kıyıya düşmüştür.

Eski kilisede patlayıp dağılan toplardan bir kaçının Adalar’a, birinin Kızkulesi yakınlarına, en büyüğünün ise Kabataş’a düştüğü söylenir. Boğaziçi kıyılarına düşen taş, III. Selim zamanına kadar yerinde olduğu gibi dururken, “Köse Kahya” lakaplı Mustafa Necip Efendi, taşın yakınında bulunan yalısını tamir ettirirken, bu taşı da yontturup iskele haline getirmiştir. Bu iskele uzun müddet kullanılmış, sonra burada yapılan binaya temel vazifesi görmüştür.

Read More

Sirkeci

İstanbul’un kalbinin attığı liman yerleşimlerinden biridir; Sirkeci. Batıda Bahçekapı, doğuda Sarayburnu, güneyde Cağaloğlu semtleri ile çevrilmiştir. Semtin en önemli noktası Sirkeci Garı ( http://www.degisti.com/index.php/archives/6594 ), ana caddesi ise Ankara Caddesi’dir. Sahil boyunca uzanan Ragıp Gümüşpala Caddesi ve Kennedy Caddesi, Sirkeci’de birbirine bağlanırlar.

Erken Bizans döneminde deniz, tren garının arka taraflarına dek liman şeklinde içeri girermiş. Sirkeci adının da, çok eskiden beri burada var olan Strategion liman bölgesinden geldiği, zamanla bu ismin bozulup; Sirkeci halini aldığı söylenir. Bu koyda, Bizans’ın en hareketli limanlarından Prosforion ve Neorion (Osmanlı zamanı Bahçekapı)da bulunurmuş.

Osmanlı İmparatorluğu zamanında hem Topkapı Sarayı’na hem Babıali’ye yakın olması dolayısıyla oldukça önem arz eden Sirkeci’de birçok camii, han, çeşme inşaa edilmiş ama maalesef bu yapıların birçoğu günümüze ulaşamamıştır. 3 Kasım 1890’da açılan tarihi Sirkeci Garı bu semtin adeta sembolüdür. Gar hala Avrupa’yla İstanbul arasındaki demiryollarının ana durak noktası olmaya devam etmektedir. I.Dünya Savaşı bittiğinde barış anlaşmasının buradaki Orient Ekspres vagonunda imzalandığı ve 1945’de Hitlerin bu vagonu yaktığı söylenir. 

Read More

Adnan Menderes Bulvarı-Vatan Caddesi

Vatan Caddesi ya da resmi adıyla Adnan Menderes Bulvarı, Fatih Aksaray Meydanı’nda, Valide Sultan Camii ile Topkapı surları arasında, eski Bayrampaşa Deresi vadisi boyunca kuzeybatı-güneydoğu yönünde doğrusal olarak uzanan caddedir. Vatan Caddesi olarak bilinen günümüzdeki adı Adnan Menderes Bulvarı olan yolun uzunluğu yaklaşık 2.5 km. dir.

Adnan Menderes Bulvarı 1956-1957’de, dönemin başbakanı Adnan Menderes’in İstanbul’da giriştiği bir dizi imar operasyonu sonucunda Vatan Caddesi adıyla açılmış ve hizmete girmiştir. Halk arasında ve basın da, devlet ve protokol caddesi olarak da anılmaktadır.

Read More