degisti.com

zamanla her şey değişir…

Ortaköy

Ortaköy

Ortaköy, Boğaziçi’nin Rumeli yakasında, kuzey sınırı Defterdarburnu olan; idari olarak Ortaköy ve Mecidiye mahallelerinden oluşan semttir. Sahile açılan vadi boyunca yamaçlara kurulan yerleşme Beşiktaş İlçesi’ne(http://www.degisti.com/index.php/archives/2589) bağlıdır.

Antik çağda adının Arkheion olduğu söylenir. Bizans döneminde, Boğaziçi’nin iki yakasında seyrek balıkçı köyleri kurulmuş; tabii güzelliklere sahip ve boş olan Boğaziçi kıyılarının bazı yerlerinde köşkler, manastırlar yapılmıştır. İmparator VI. Leon’un sevgilisi Zoe ile buluştuğu Damianu Sarayı’nın Ortaköy’de olduğu; Damianu mevkiine adını veren manastırın ise İmparator Teofilos ve III. Mihail zamanlarında devletin ileri gelenlerinden olan Damianos tarafından 9. yy.’da yaptırıldığı ileri sürülür.

Bugünkü Ortaköy’ün, büyük Ayios Fokas Manastırı’nın bulunduğu yer olduğu anlaşılmaktadır. Rumların aynı azize ithaf edilmiş bugünkü küçük kiliseleri de Ayios Fokas adındadır. Eski Ayios Fokas Manastırı’nın yeri bulunamamıştır. Bu manastırın yakınında 9. yy’da Ermeni asıllı Ortodoks patriği VII. İoannes Grammatikos’un veya kardeşi Arsabarios’un ( Arşavir ) muhteşem bir sarayının olduğu, bu yüzden semtin Arsebera ( veya Arsaberu)olarak da ün kazandığı yazılır. Sarayda gizli ayinler ve ahlaka aykırı eğlenceler yapıldığı yolunda dedikodular çıktığı için I. Basileos tarafından satın alınarak 150 rahiplik bir manastır haline getirilmiştir. Bu manastırın varlığı ( Meryem Ana) Bizans’ın son yıllarına kadar devam etmiştir.

Türklerin Ortaköy’e yerleşmesi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde olmuştur. Ortaköy Deresi vadisinin iki yamacına, 16. yy’da yoğun olarak yerleşmiştir; Türkler. Aynı yüzyılda Sadrazam Kara Ahmet Paşa’nın kethüdası Hüsrev Kethüda tarafından Mimar Sinan’a bir hamam yaptırılmıştır. Mimari açıdan simetrik planlı,  erkekler ve kadınlara mahsus çifte hamam olarak kullanılan yapı, Ortaköy’deki en eski anıttır.

17. yy’ın ortasında dere içinde Türk mahallesi, kıyıda ise yalılar bulunmaktaymış. Bu yalıların hiçbiri günümüze kadar gelememiştir. Bunun başlıca sebebi, Abdülaziz tarafından 1871’de yaptırılan yeni Çırağan Sarayı’dır(http://www.degisti.com/index.php/archives/6476). Beşiktaş Mevlevihanesi ve Ortaköy’e kadar uzanan yalılar ortadan kaldırılarak elde edilen uzun ve geniş alan Çırağan Sarayı inşaatına ayrılmıştır. Ortaköy İskelesi ile Defterdarburnu arasında kalan şeritte, Defterdar Paşa Camii, Mehmet Kethüda Çeşmesi, sıbyan mektebi ve sahilin gerisinde Rum, Ermeni ve Yahudi esnafının evleri; daha sonra Büyük Mecidiye Camii ( Ortaköy Camii )(http://www.degisti.com/index.php/archives/3897) ile Neşatabad Sahilsarayı, Esma Sultan Sahilsarayı, Naime Sultan Yalısı, Hatice Sultan Sahilsarayı, Fatma Sultan Yalısı ve Zekiye Sultan Yalısı sıralanmaktaymış.

ortakoy_camii

Ortaköy’de Yahudi cemaatine ait bilgilerde oldukça eskidir. Evliya Çelebi Seyahatname’de Ortaköy kıyılarındaki büyük yalılar arasında Şekerci Yahudi ve İshak Yahudi yalılarından bahsetmektedir. 1746 tarihli fermandan deniz kenarındaki Yahudi evlerinin yandığı anlaşılır. Ortaköy’deki en eski sinagog olan Etz ha – Hayim Sinagoğu yangın sonucu birkaç kez harap olmuş, yeniden yapılmıştır. 1618 tarihli Bedesten yangınında evsiz kalan çok sayıda Yahudi ailesi; 1891’de Beşiktaş’daki yangın felaketini yaşayan Yahudi cemaati; 1921’de Rusya’dan göçen Yahudiler topluca Ortaköy’e yerleşmişlerdir. Ortaköy’de bugün artık kullanılmayan ikinci sinagog, Yenimahalle Sinagoğu’dur. Ermenilerin ise Ortaköy bahçelerinde, vadi yamaçlarında ve sahildeki yerleşimlerde evleri olduğu görülür. Ortaköy’de Balyan, Dr. Gabriel Paşa, Portukal Paşa, Mıgırdıç Beşiktaşlıyan,Bezciyan, Hagop Boronyan, Dadyan gibi ünlü Ermeniler yaşamıştır.

Ortaköy Meydanı’nın en belirgin mimari öğesi Büyük Mecidiye Camii ( Ortaköy Camii )’dir. Sultan Abdülmecit, Ortaköy’ün imarına önem vermiş; Ortaköy Deresi üzerine, bugün artık olmayan köprüyü, sahilde iskelenin güneyindeki mermer sütunlu karakol binasını da yaptırmıştır. Meydandaki önemli bir eser de 1723 tarihli Damat İbrahim Paşa Çeşmesi’dir. Muallim Naci Caddesi üzerinde bulunan Ayios Fokas Kilisesi ise 1856’da yapılmıştır ve Bizans döneminde bölgede bulunan manastırın adını yaşatmaktadır.

 Ortaköy Meydanı çevresindeki dar organik sokak dokusu, yapılarda bahçe olmaması, cumba ve cephe uyumları, çevrenin görünümünü farklı kılmaktadır. Evler, sosyal yapıdan da kaynaklanan bir farklılık göstermektedir.   19. yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin özgün örneklerinin bulunduğu bu meydan ve çevresi 1989’da başlatılan proje çalışmaları ile 1992’de yeniden düzenlenmiştir. Yapılan çalışmalarda bu organik sokak dokusunun, iki veya üç katlı, cumbalı, dar düşey dikdörtgen pencereli özgün Ortaköy mimarisinin sürekliliğinin sağlanması amaçlanmıştır. Kahvelerin arkasına sıkışmış ve görünmeyen, ahşap temeller üzerinde oturan ve toprak seviyesinin 1,5 m altında kalmış olan Damat İbrahim Paşa Çeşmesi, bu düzenleme çalışmalarında Büyük Mecidiye Camii’nin karşısına yerleştirilmiş ve restorasyonu yapılmıştır. Meydandaki demir döküm çeşme ise Yıldız Parkı’ndan alınarak; onarılmış ve 1992’deki meydan düzenlemesi çalışmaları sırasında şimdiki yerine konulmuştur.

Günümüzde Ortaköy Meydanı ve çevresi, çay bahçeleri, kafeler, barlar, lokantalar, sanat atölyeleri ve kendine has entel pazarıyla gerek İstanbulluların gerekse yabancıların yoğun ilgi gösterdiği, her daim hareketli bir merkezdir. Kumpir ve gözleme satan tezgahların çıkış yeri burasıdır. Ünlü olduğu bir konuda maalesef trafiğidir. Ortaköy, Bebek semtiyle birlikte sahil yolunun kilitlendiği iki noktadan biridir. Trafiğine ve inatla arabalarıyla gelenlerin park yeri bulma güçlüklerine rağmen popülerliğinden bir şey kaybetmemektedir.

 

 

ortakoy_ekim_2015

 

Kaynakça:

İşözen, Erhan, “Ortaköy”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, cilt 6, İstanbul 1994, s.141-143

Genim Sinan, From Konstantinniye To İstanbul I, İAE, İstanbul 2010

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

3 comments

Abdurrahman Ağaoğlu

Ortaköyü anlatırken ve resimlerken genelde sahil ve çevresi mahallerden ibaret kalmışsınız oysa tepelerdeki tarihi dokuyu ve enver paşa köşkü,naile sultan korusu papazın çiftliği v.s daha bir çok yer ve mekanlara değinilmemiş,yinede emekleriniz için ortaköylüler adına teşekkür ederim..

    Necati Aksüt

    Merhaba, Ortaköy’ün geçmişini belgelemek ve bir kitap haline getirmek için uzun zamandır uğraş veriyorum. Bilgi ve belge konusunda sizlerin de katkısı olursa sevinirim.
    Necati Aksüt (Arkeolog – Gazeteci), 535.3651634

cem üstüntaş

titizlikle hazırlanmış bir çalışma. emekleriniz ve gayretiniz için,eski,yedi veya sekiz kuşak ortaköylü olarak. çok teşekkür ediyorum.

cem üstüntaş için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir