degisti.com

zamanla her şey değişir…

Yahya Efendi Türbesi

Yahya Efendi Türbesi

Yahya Efendi Türbesi, Beşiktaş’da, Çırağan  Sarayı (http://www.degisti.com/index.php/archives/6476) karşısındaki tepede, Yahya Efendi Sokağı’nda yer alır. Türbe II.Selim tarafından 1571 yılında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır.

Yahya Efendi, 16.yüzyılın ileri gelen mutasavvıf, alim, tabip ve şairlerinden biridr. 1494 senesinde babasının Trabzonda kadılık yaptığı dönemde doğan Yahya Efendi, kendisiyle Trabzonda aynı senede aynı haftada doğan Kanuni Sultan Süleyman ile süt kardeşi olmuştur. Kanuni’nin doğumundan kısa bir süre sonra Ayşe Hafsa Sultan’ın sütü kesilmiş ve onu Yahya Efendi’nin annesi Afife Hatun emzirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman sütkardeşi olduğu için Yahya Efendi’ye herzaman “Ağabey” diye hitap etmiş, padişah olduktan sonra da onun görüşlerine hep saygı duymuştur.

Dönemin ünlü hocalarından dersler alan Yahya Efendi, çeşitli medreselerde görevlerde bulunmuş, büyük bir alim ve mutasavvıf olarak birçok öğrenci yetiştirmiş, Cambaziye Medresesi’nde müderrislik yaptıktan sonra inzivaya çekilmiştir. Beşiktaş’da (http://www.degisti.com/index.php/archives/2589)1538’de,kendi imkanlarıyla satın aldığı bugünkü türbe ve mezarlığının bulunduğu yerde, mescit, tevhithane, medrese, hamam, çeşme ve çeşitli evlerden oluşan dergahını tesis etmiş, çevresini bağlar ve çiçek bahçeleriyle donatmıştır. Kurduğu tekkenin ilk postnişini olan Yahya efendi, Üveysilik olarak tanımlanan tasavvuf ekolüne bağlıdır.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, Beşiktaş’da yatmakta olan büyük velilerin kabirlerini anlattığı bölümde “…Dört köşe duvarının dört tarafında yüz binlerce aşık hattatların çeşit çeşit beyitleri, şiirleri ve hatları yazılmış bir türbedir…” der; Yahya Efendi Türbesi için.

1571’de II.Selim’in emriyle Yahya Efendi’nin kabri üzerine Mimar Sinan tarafından inşaa edilen türbe kare planlı, ahşap bir yapıdır. Türbenin ahşap bir koridora açılan kapısı doğu yönünde olup, bunun her iki yanında iki katlı birer pencere vardır. Türbenin her cephesine ikişer pencere açılmıştır. Bunlardan doğu ve batı duvarındaki kapı ve pencereler yapıldığı dönemin üslubuna uyarak klasik özellik taşımaktadır. Diğer pencereler, zamanla yapılan onarımlar sonucunda özgünlüğünü yitirmiştir.

Yahya Efendi Tekkesi’nin türbeler dışında bugünkü şeklini alması, 1873’de Abdülaziz’in (1861-1876) annesi Pertevniyal Valide Sultan’ınyaptırdığı büyük onarımı sonucunda olmuştur. Türbenin üzeri, ahşap bir çatının altına gizlenmiş basık bağdadi bir kubbe ile örtülüdür. Pertevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılan onarım sırasında bu kubbe de yenilenmiştir. Yapı ayrıca Sultan II. Mahmut(1808–1839) ve Sultan II. Abdülhamit(1876–1909) zamanlarında da onarım görmüştür. Türbenin içerisi devrine uygun kalem işleri ile bezelidir.

Türbede Yahya Efendi’nin kabrinin yanı sıra, “İstanbu işi” sedef kakmalı ahşap korkuluklar içinde, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Raziye Sultan, oğlu İbrahim Efendi, annesi Afife Hatun, Sultan II. Abdülhamit’in kızı Hatice Sultan ve oğlu Bedrettin Efendi, Şeyh Mehmet Nuri Şemsettin Efendi, Şeyh Hasan Efendi, Şeyh Yahya Efendi’inin küçük oğlu Şeyh Ali Efendi, Derviş Ali ve Yahya Efendi’nin eşi Şerife Hatun’a ait on sanduka daha bulunmaktadır. Hazirede ise Şeyh Yahya Efendi’nin torunlarına, saray ve haneden mensuplarına, devrin önde gelen kişilerine, türbedarlara ve müritlere ait mezarlar bulunmaktadır. XIX. yüzyılın sonlarında tekkenin hemen yanına Sultan Abdülhamit tarafından yaptırılan ayrı bir türbede ise bazı şehzadeler, kadın efendiler, ikballer ve sultanlar yatmaktadır.

İstanbul Türbeler Müdürlüğü’ne bağlı olan Yahya Efendi Türbesi, Mayıs 2011’de, çevresiyle birlikte kapsamlı bir restorasyona alınmıştır. Çalışmaların 2012 yılının ilk yarısında bitmesi planlanmaktadır.

Kaynakça:

B.O.Ural, İstanbul’un 100 Mimar Sinan Eseri, Kültür A.Ş, İstanbul 2010, s.229-231

Turbeler.org

Beşiktaş Müftülüğü Web Sitesi

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

2 comments

selahattin emanet

eski hali nasıl bilmiyorum ama bugünkü hali yeni yapılmış tarih ile alakası olmayan bir bina şeklinde.hiç bir yeri tarihi atmosfer oluşturmayan kötü bir restorasyonla negatif bir değişime uğradığını zannediyorum.mezarlar ve mezar taşları
perişan vaziyette.

Neslihan

Eski hali çok maneviyatlı ve güzeldi. Yeni halini hiç beğenmedim.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir