degisti.com

zamanla her şey değişir…

Kırım Kilisesi – Kırım’ı Anma Kilisesi (Crimean Memorial Church – Christ’s Church)

Kırım Kilisesi – Kırım’ı Anma Kilisesi (Crimean Memorial Church – Christ’s Church)

Kırım Kilisesi ya da Kırım’ı Anma Kilisesi (Crimean Memorial Church- Christ’s Church), Beyoğlu’nda, Rus Elçiliği’nin yakınında, Galip Dede Caddesi’ne uzanan Serdarı Ekrem Sokağı’nda 52 numarada yer alır.

Önceleri Rum mezarlığının bulunduğu bu arazi,Sultan Abdülmecit tarafından Kırım Savaşı’nın anısına bir kilise yapımı için İngilizlere verilmiştir.Temeli 19 Ekim 1858’de atılan Kırım Kilisesi, 22 Ekim 1868’ de ibadete açılmış; açılış törenine İngilizlerin elçisi Lord Stratford de Redcliffe Cannig de katılmıştır.

Kilise ile ilgili bir de trajikomik bir olay yaşanmıştır.…

Kırım Kilise’si açıldığında Abdülmecit vefat edeli yedi yıl olmuş, tahtta Abdülaziz oturuyor.İngiltere’de ise Kraliçe Victoria‘nın dönemi yaşanıyor. Kraliçe Victoria, Osmanlı padişahına (Bu padişah,Anglikanlar için İstanbul’da bir kilise yapımına izin veren Abdülmecit’e mi, yoksa kilisenin açılışı anısına Abdülaziz’e mi orası belli değil), Londra’da yollara yeni çıkmış bir otomobil hediye ediyor. İstanbul’a bu vesileyle gelen ilk otomobil şeyhülislamın verdiği ”şeytan işidir” fetvası üzerine, Sarayburnu’ndan denize atılmak suretiyle imha ediliyor!

Kırım Anglikan Kilisesi, yoldan basamaklarla inilen, dört yanı duvarla çevrili bir bahçenin ortasında yer alır. Projesini Londra Adalet Sarayı’nın da mimarı olan G.E.Street’in çizdiği yapı, neogotik üslupta inşaa edilmiştir. Apsis bölümü ve batıdaki gül desenli pencereler bunun dışındadır.

Doğu-batı eksenindeki yapıya, batısındaki büyük demir bir kapıdan girilir.Kilisede kullanılan siyah kesme taşlar Büyükada’dan, pencere kenarları ve köşelerdeki sarı kontürleri oluşturan yumuşak taşlar ise Malta Adası’ndan getirilmiş. Yapı, yuvarlak kemerli ikiz pencerelerle aydınlatılmıştır.

Girişin iki yanında, sivri külahlı iki küçük kule yer alır. Kilisenin kuzeybatısında bulunan çan kulesi, baldakin tarzında olup sivri külahlıdır. Üst örtü, çift meyilli kiremit kaplı çatıdır.

1970’de cemaatinin olmaması yüzünden kilise kapatılmış ve binayı muhafaza etmesi için bir bekçi görevlendirilmiştir. Fakat  bu kişi, kilisenin içindeki kıymetli eşyaların yok olmasına sebep olmuş, aynı zamanda da kilise bakımsızlıktan harap bir hale gelmiştir.

 1991 yılında, Sri Lanka’dan gelen Anglikan mültecilerin İngiliz konsolosluğuna müracaatları sonunda, konsolosluktaki Anglikan şapelinin rahibi İan Sherwood’un yönetiminde, kilise temizlenip onarılmış ve tekrar ibadete açılmıştır.

Adminden Not: Sevgili arkadaşım Ayfer’le beraber 20.11.2011′ de,bilgilerimizi güncellemek adına Beyoğlu’na gittik. Kırım Kilisesi’ne ilk gidişimizdi ikimizin de. Birkaç kişiye sorduktan sonra yapıyı bulabildik. Anladık ki, bu kiliseyi bilen çok insan yok.

Kiliseye farklı yollardan ulaşma imkanınız var.  Kumbaracı yokuşundan aşağı doğru indiğinizde bir süre sonra sağınızda göreceksiniz yapıyı. Ya da Tünel’deki Şişihane Metro durağının sokağından aşağıya doğru inerseniz; bir sol bir de sağ yaptığınızda yapı özellikle kulesiyle belirecektir. Bir alternatif de, Galata Kulesi’ne inen Galip Dede Caddesi’nden tam kulenin karşısına geldiğiniz de,Serdarı Ekrem Sokağına saparsanız ,yapı bu sokağın sonunda sağda karşınıza çıkacaktır.

Evlerin arasına sıkışıp kalmış, mükemmel bir taş yapı bu. Özellikle kulesini gördüğünüz an kendinizi Ortaçağ’da hissediyorsunuz. Keşke bu güzel yapıyı çok daha fazla kişi gidip görebilse…

 

Kaynakça:

E.Şarlak, İstanbul’un 100 Kilisesi,İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2010, s.122

İBB Web Sitesi

arkitera.com

 

 

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

3 comments

Prof.Dr. Ekrem KÜN

Çok ilginç ve değerli bir kaynak niteliğindeki bu çalışmayı gerçekleştirenleri kutlarım. Bu arada, Kınalıada’nın eni x boyu
olarak kilometre birimiyle verilen değerler kesinlikle yanlış olduğundan, düzeltilmesini öneririm.

ayfer

Zaman makinesi sadece filmlerde olsa da zamana yolculuk yapmak böylesi eserlerle her daim mümkün. Filizcim sayende hem zamana yolculuk yapıyorum hem de özlediğim sanat tarihini yeniden yad ediyorum. Teşekkürler arkadaşım:)

Selim Sel

Kadıköy’den Kabataş’a vapurla giderken hep merak ederdim bu mistik görünümlü çan hangi kiliseye ait diye. Sayenizde öğrendim. Teşekkürler.

Prof.Dr. Ekrem KÜN için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir