degisti.com

zamanla her şey değişir…

Şile

Şile

 

sile_eski_fotograf

Şile, Marmara bölgesinin Çatalca-Kocaeli bölümünde yer alan, İstanbul iline bağlı bir ilçedir.  Doğuda Kandıra, batıda Beykoz, güneyde Pendik ve Gebze , kuzeyde ise Karadeniz ile çevrilidir. Şile kelimesi,Yunanca yaban çiçeği anlamına gelir. Rakımı 126 metre olan Şile’nin yüzölçümü 755 km²’dir.  İlçenin yüzölçümünün %79’u orman, %10’u tarım alanı, %11’i diğer alanlardan oluşmaktadır. Şile, hafif kıvrımlı küçük köy ve doğal plajların yer aldığı, 60 km’lik sahil şeridine sahiptir. Göksu, Şile Kabakoz ve Yeşil Çay önemli akarsulardır.

İlçede yerleşim Cilalı Taş Devri’ne dayanmaktadır. Kefken ile Bulgaristan sınırı arasındaki Karadeniz sahil kesiminde yapılan tarih öncesine ilişkin çalışmalarda, özellikle Epi-Paleotik döneme ait bir çok konak yeri ve işlik tespit edilmiştir. Buluntu yerlerinin sayısındaki artıştan, buzul sonrası dönemde (yaklaşık M.Ö. 12000 ile 6000 arasında) Karadeniz kıyı şeridi üzerinde, önemli bir nüfus yoğunluğunun olduğu açıkça görülmektedir. İstanbul’un en eski buluntu yerleri arasında, Şile’nin Ağva ve Sahilköy(Domalı) köyleri bulunmaktadır.

Sile-1

Yerleşim, Antik Çağ’daiki defa istilaya uğramıştır. Birinci istila, eski Yunanlıların Pers seferinden geri dönüşlerinde, komutanları Xenophon tarafından, ikincisi de, kıyı şeridini takip ederek ilerleyen Roma komutanı Lucullus tarafından gerçekleştirilmiştir. Roma döneminin izleri hala Şile’de görülmektedir. Doğu Roma İmparatoru Diokletianus zamanında (284-305), İnkese, Sofular gibi Şile mağaraları ilk inanan Hristiyanlar için doğal korunaklar olmuştur.

Türkler, Kutalmışoğlu Süleyman Şah ile 1090 senesinde Şile’yi ele geçirmişlerdir. 1097 senesinde ise 1. Haçlı orduları Şile’yi Selçuklulardan geri almıştır. Şile’nin geri alınması ancak Yıldırım Beyazıt döneminde mümkün olmuştur. Şile, I. Dünya Savaşı’na kadar 500 yıl boyunca, Türkler’in yönetiminde kalmıştır. Daha sonra, İstanbul’un işgaliyle birlikte İngilizler’den cesaret alan Rumlar, Şile çevresine yerleşerek, Dumlupınar Zaferine kadar işgallerini sürdürmüşlerdir.

 

19.yy. Osmanlı kayıtlarına göre Şile kazası, 1846’da Zaptiye Müşirliğine, 1876’da Dersaadet Şehremaneti’ne, 1877’de ise Zaptiye Nezaretine bağlı Üsküdar Mutasarrıflığına bağlıdır. 1924’de bütün sancaklar (mutasarrafflık) vilayet yapıldığında Şile’nin Üsküdar’a bağlılığı devam etmiştir. 1926’da yapılan yeni düzenlemeyle Üsküdar kaza haline getirilip, İstanbul vilayetine bağlanınca, Şile kazası da Üsküdar’la aynı yapı içinde yer almıştır. Şile, Cumhuriyetin kuruluşu ile oluşturulan ilk belediyelerden biridir. (1923)

sile_eski

Şile Kalesi,  Şile Feneri, yerleşimin  önemli tarihi değerlerindendir. İlçenin simgesi olan Şile Feneri, Türkiye’nin en büyük, dünyanın da ikinci büyük feneridir ve 1860 yılında Sultan Abdülaziz tarafından inşaa ettirilmiştir. Şile, Onbir göller vadisi, Kumbaba Tepesi, Ağlayan Kaya  gibi zengin doğal güzelliklere de sahiptir.

Her yıl geleneksel olarak kutlanan Şile Bezi Kültür Ve Sanat Festivali, Şile ve Şile halkı ile özdeşleşmiş ve bir gelenek haline gelmiştir. Türkiye’ de kültür festivalleri arasında özel bir yeri olan bu etkinlik, her yıl Temmuz ayının son haftası tertip edilmektedir.

sile_eski

sile (1)

sile (2)

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir