degisti.com

zamanla her şey değişir…

Mağlova Su Kemeri

Mağlova Su Kemeri

Gaziosmanpaşa ilçesi sınırlarında bulunan Cebeci köyü yakınlarında yer alan Mağlova Kemeri ya da Muallak- Mahleve-Muğlava- Muğluva- Moğolağa kemer,1554-1563 yılları arasında Mimar Sinan tarafından, İstanbul’da  Alibey Deresi vadisi üzerinde inşaa edilmiştir. “Kemerlerin Süleymaniyesi” de denir. 1563 yılındaki büyük sel felaketinde zarar gören kemer, yine Mimar Sinan tarafından 1564’de onarılmıştır.

Osmanlı döneminde İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak üzere yapılmış su tesislerinin en önemlilerinden biri olan Mağlova Su Kemeri, bugün de şehre su taşımaya devam etmektedir. İki katlı,on altı gözlü olan kemer 35m. yüksekliğinde ve 260m. uzunluğundadır. Her iki katın orta bölümünde sekiz büyük göz, yanlarda da yine sekiz küçük göz bulunmur.

Uzun Kemer sadece Osmanlı-Türk mimarisinin değil, dünya su mimarisinin de, önemli eserlerinden biridir.

Mağlova Su Kemeri’nin adının nereden geldiği konusunda değişik fikirler öne sürülmüştür. Sadi Nirven, bu adın Moğol Ağa’dan geldiğini savunmaktadır. 1542-1550 arasında İstanbul’u ziyaret eden P. Gilles’in yazdığı Latince kitapta, Mağlova Kemeri’nin bulunduğu Kydaros Deresi’ne (bugünkü Alibeyköy Deresi) halk tarafından Mahleva dendiği belirtilir. Tezkiretü’l-Ebniye’de ise kemerden Mağlova ya da Muğlava diye bahsedilir. Tezkiretü’l-Bünyan’da bu kemere Muallak Kemer denmektedir. 1563 yılında resmi kayıtlarda kemerin adı Meğleve olarak geçer.

Kemerin orta bölümünde 8 büyük göz, yanlarda 4’er küçük göz, 5 ayağının her birinin üzerinde 3’er hafifletme gözü bulunmaktadır. Ayrıca yaya geçidinin giriş ve çıkışı olan 2 küçük gözle birlikte Mağlova Kemeri’nde toplam 33 tane göz vardır. Kemerin tepe uzunluğu 257metre, yüksekliği ise 35metredir. Mimar Sinan, kemerin ayaklarını aşağıya doğru iki ayrı piramit şeklinde genişleterek,hem stabiliteyi sağlamış,hem de ayakların ortalarına üçer kemer yerleştirerek,bunları hafifletmiştir. Bu şekilde kemer hem zarif bir görünüme sahip olmuş, hem de yatay kuvvetlere karşı dayanıklı hale gelmiştir.

Alibeyköy Barajı’nın kuraklık sebebiyle sularının çekilmesi, Mimar Sinan’ın bu muhteşem eserinin tamamen ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Kaynakça:

D.Hut, İstanbul’un 100 Su Yapısı, İstanbul’un Yüzleri Serisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul 2010, s.77

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir