degisti.com

zamanla her şey değişir…

Laleli Külliyesi

Laleli Külliyesi

 Laleli’de Ordu Caddesi üzerinde yer alan Laleli Külliyesi, III.Mustafa tarafından yaptırılmıştır.1760-1764 yıllarında inşaa edilen  külliye,cami, imaret, çarşı, dükkanlar, helalar, çeşmeler, sebil, türbe, medrese,mumhane ve  bunlara sonradan ilave edilen  muvakkithaneden oluşmaktadır.

Külliye adını,yakınındaki Laleli Baba Türbesi veya Laleli Çeşmesi’nden almış olmalıdır.İnşaasına hassa baş mimarı Kara (Hacı) Ahmet Ağa tarafından başlanılan külliye, Mehmet Tahir Ağa tarafından tamamlanmıştır.

Farklı yönlerde yuvarlak kemerli dört kapı ile geçişi sağlanan,büyük bir dış avlunun ortasında yer alan cami,fevkani olup, taş ve tuğla örgülü almaşık duvarlara sahiptir. Harimi sekiz destekli büyük bir kubbe ile örtülü caminin önünde, şadırvanlı revaklı bir avlu bulunmaktadır. Avluda sütunlara oturan yuvarlak kemerli revaklar onsekiz kubbe ile örtülmüştür. Cümle kapısı plastır ve silmelerle düzenlenmiş, üstte “C-S” kıvrımlı bir taç ile süslenmiştir.

Caminin iki yanında bulunan sofalar, ikişer aynalı tonoz ve ikişer oval kubbe ile örtülmüştür. Cami harimine biri mihrap ekseninde, ikisi de kuzeyde yan sofalara açılan üç yuvarlak kemerli kapıyla geçilmektedir. Mekanı örten ana kubbe sivri kemerler üzerine oturan toplam sekiz paye ile taşınmaktadır. Ana kubbe,dördü köşelerde, ikisi de mihrap ekseninde olmak üzere altı yarım kubbe ile desteklenmiştir. Harim,duvarlar ve kubbe eteklerinde yer alan beş sıra pencereyle aydınlatılmıştır.

İçerde duvar yüzeyleri serpantin breşi, pembe breş ve koyu gri renkte taş levhalarla kaplanmıştır. Özellikle mahfilin kuzey duvarında iki tane renkli taş kakma pano dikkat çekicidir.Yapıda,Paye başlıkları hizasından yukarıda kemer içleri, yarım kubbelerle ana kubbenin içi kalem işleri ile süslenmiştir.İki yanda birer sütun ile sınırlandırılmış olan mihrap mermerdir. Mihrap nişi,koyu yeşil renkli taşla kaplanmıştır ve ortasında bir kandil motifi mevcuttur. Mermer minber,renkli taşlarla süslenmiştir. Ahşap üzerine fildişi kakma vaaz kürsüsü klasik formdadır. Mahfilin,doğu ucu barok süslemeli kafesli olup,hünkar mahfili olarak düzenlenmiştir.

Yuvarlak kemerli bir kapı ile caminin yanında yer alan hünkar rampasına bağlantı sağlanmıştır. Hünkar rampası da dışta yuvarlak kemerli bir kapıya sahip olup cami ile birleştiği köşede bir hela ve bir çeşmeye sahiptir. Son cemaat yerinin dış köşelerinde yer alan iki minare,çokgen gövdeli ve tek şerefelidir;minarelerden doğudaki hünkar rampası içinden yükselmiştir. XIX.  yüzyılda yenilenmiş olan taş külahları boğumlu ve yivlidir. Batıdaki minarenin kaidesinde,1193 (1779) tarihi ile iki adet güneş saati vardır.

Revaklı avlunun ortasında yer alan şadırvan,sekiz sütuna oturan ve iki yanı “S” kıvrımlı yuvarlak kemerlerle taşınan geniş saçaklı bir kubbeyle örtülmüştür.

Caminin batısında ayrı bir avlu içinde yer alan türbe ongen planlıdır. Pandantifli kubbe ile örtülü yapının önünde,üç birimli bir revak vardır. Üç cephesi dışa taşkın olan türbede,her cephe iki sıra pencerelidir. Bu türbe Nur’i Osmaniye Türbesinden sonra batı etkilerinin görüldüğü ikinci sultan türbesidir. Türbenin pandantiflerinde ve kubbesinde kalem işi süslemeler vardır. Yakın zamana kadar geç devrin kalem işleri ile süslü olan yapıda,uygulanan raspa ile devrine ait bitkisel kompozisyonlu orijinal kalem işleri bir ortaya çıkarılmıştır.

Yüksek kaideli zarif sütunlara oturan ve yuvarlak kemerli açıklıkları bulunan revağın geç dönemde ahşap bir camekanla kapatılmış olduğu,  kemer içlerinin de örülerek sıvandığı görülmektedir. Türbe içinde sekiz ahşap sanduka vardır. III. Mustafa ile III. Selim’in dışında III. Mustafa’nın çocukları Şehzade Mehmet, Hibetullah Sultan, Mihrişah Sultan, Şerife Havva Sultan, Fatma Sultan ve Beyhan Sultan’ın burada yattıkları bilinmektedir.

Türbenin sağında yapıya bitişik olan kare planlı bir türbe daha bulunmaktadır. Vakfiyede belirtilen bu yapı,on mermer sütun ile taşınan pandantifli bir kubbe ile örtülüdür. Burada III. Mustafa’nın kadınlarından Aynülhayat Kadın ile  III. Selim’in baş kadını Lef’üzar Kadın yatmaktadır.

Avlunun batısında üzeri aynalı tonoz örtülü bir türbedar odası bulunmaktadır. Hazirede yaklaşık otuz kadar kabir tesbit edilebilmiştir. Özellikle avlu duvarı önünde yer alan ve Adilşah Kadın (ö:1803)’a ait olan kabir madeni şebeke ile bir kafes gibi düzenlenmiş olup dikkat çekicidir. Bu sebeple 1804 tarihinde hazirenin cami avlusuna bakan cephesinde bir de hacet penceresi açılmıştır.

Caminin altında yer alan ve hünkar rampası ile Ordu Caddesi yönündeki kapıya doğru biraz genişleyen çarşı,dış avluya iki kapı ile bağlanmaktadır. Biri kuzey doğuda revaklı avlunun yan merdiveni altında, diğeri batı yöndeki avlu kapısı önünde yer alan çarşı kapıları yuvarlak kemerli ve dövme demir kanatlıdır. Batı yönündeki kapı,içinde altı dükkanın bulunduğubir koridor ile çarşıya bağlanır.Çarşı,cami ve revaklı avlunun temel planına göre düzenlenmiştir. Altta kalın tutulan duvar ve payeler arasında ahşap bölmeli dükkanlar vardır. Kalın kemer ve tonozlarla örtülmüş olan çarşı,cami ve revaklı avlunun beden duvarları altında bulunan yuvarlak kemerli tepe pencerelerine sahiptir.

1957-58 yıllarında Ordu Caddesi’nin genişletilmesi esnasında kotun da düşürülmesiyle bu yöndeki avlu duvarı üzerinde bir sıra tonozlu dükkanlar yapılmış,arkada avlunun altında da çok sayıda dükkan yapılarak eski çarşıya bağlanmıştır.

Caminin doğu yönündeki avlu duvarında bulunan dükkanlar,külliye ile birlikte inşa edilmişlerdir.Kuzeydeki bazı dükkanlar zamanla ortadan kalkmış ve yerlerine binalar yapılmıştır.Güney doğu köşede yer alan avlu kapısının solunda iki, sağında da yedi dükkan, tuğladan yuvarlak kemerli ve tonoz örülü olarak günümüze ulaşmıştır.

Caminin dış avlusunda,kuzey batı köşede imaret yer almaktadır.Kareye yakın dikdörtgen planlı bir iç avluya sahip yapıda,fırın,mutfak,yemekhane,kiler ve görevliler için barınma mekanları vardır. İki yanı birer köşeli sütun ile sınırlanan kapı,yuvarlak kemerli açıklığa sahiptir. İç avlu doğu ve kuzey yönden revaklıdır.

Ordu caddesi üzerinde dış avlu kapısı yanında yer alan sebil,dışa taşkın beş cepheli olarak düzenlenmiştir.Avludan yuvarlak kemerli kapı ile önce kare planlı ve aynalı tonoz örtülü bir ön mekana geçilmektedir. Bir pencere ile hazireye bakan bu mekandan da yine yuvarlak kemerli bir kapı ile sebile geçilir.Dilimli cephelere sahip sebil,yüksek gövdeli olup geniş saçaklı bir kubbe ile örtülmüştür.Cephelerdeki madeni şebekeler altı adet su verme açıklığına sahip olup, dikey akslarda yerleştirilen oval kabaralar ile bunların etrafında ters düz yerleştirilen barok geçmelerle şekillenmiştir.

Külliyede üçü devrinden,ikisi de 1804 tarihinde ilave edilmiş beş çeşme mevcuttur. Dış avluda caminin doğu yönünde ,XIX. yüzyıl içinde bir su havuzu inşa edilmiş, fakat daha sonra bu yıkılmıştır. Bahçede zemin seviyesinde bu havuza ait duvar izleri bugün hala tesbit edilebilmektedir.Dış avlunun batı yönünde büyük bir su haznesi bulunmaktadır.Su haznesinin doğu cephesinde,bir sıra abdest muslukları bulunmaktadır.Yine dış avluda,kuzeydeki avlu kapısı önünde helalar yer alır.

Dış avlunun batı yönünde,rampalı yolun başlangıcında,kareye yakın dikdörtgen planlı bir muvakkithane bulunmaktadır. Yapı,taş söveli kapı ve pencerelere sahiptir. Bugün,önüne ilave edilmiş bölümü ile birlikte meşruta olarak kullanılmaktadır. Yapının külliyeye 1770’li yıllarda eklendiği tahmin edilmektedir.

Külliyenin günümüze ulaşmayan medresesi,1760’da dokuz odalı ve bir dershaneli olarak inşaa edilmiştir.1894 depreminde harap olan yapı,1911 yılında yanmış ve sadece dört duvar kalmıştır.Yapılar grubunun doğusunda yer alan medrese, yanınca,yerine Harikzedegan Apartmanları olarak yapılan ve bugün Merit Otel olarak kullanılan binalar yapılmıştır. 

 

1766 yılında meydana gelen büyük depremin ardından külliye ve  caminin güçlendirilmesi için birtakım çalışmalar yapılmıştır.Öncelikli olarak camiye takviyesi için altındaki çok yüksek tonozlu ve payeli çarşı toprakla doldurularak kapatılmıştır. 1782’deki yangında külliyenin bazı dükkanları yanmış,harap olan cami de 1783 ve 1846 yıllarında tamir edilmiştir. Bu sağlamlaştırma amaçlı konulan toprak,1956-1957 yıllarında çarşıdan temizlenerek,çarşının onarımı yapılmıştır.

Ordu caddesinin genişletilmesi sırasında da caminin set duvarları yıkılarak,geriye çekilmiştir. 1957’de Vakıflar İdaresi tarafından bu duvar yıkılmış,caminin bodrum ve ön cephesine bir sıra tonozlu dükkânların inşasıyla değişiklikler yapılmıştır.

Laleli Camii ve Külliyesi, kendinden önce Barok üslupta inşaa edilen Nuruosmaniye Camii’nin(http://www.degisti.com/index.php/archives/6112) aksine,geleneksel Osmanlı mimarisinden bazı esasların yaşatıldığı bir eser olarak önem taşımaktadır.

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir