degisti.com

zamanla her şey değişir…

Üsküdar Mihrimah Sultan Külliyesi

Üsküdar Mihrimah Sultan Külliyesi

Mihrimah Sultan Külliyesi, Üsküdar(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085) meydanında, Paşalimanı Caddesi üzerinde yer alır. Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan kızı olan Mihrimah Sultan’ın, Mimar Sinan’a 1548 yılında yaptırdığı bu külliye, cami, medrese, türbe, sıbyan mektebi, han, imarethane ve tabhaneden oluşmaktadır. Bu yapılardan tabhane, imarethane ve han günümüze ulaşamamıştır.

Mihrimah Sultan, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde büyük rol oynamış bir sultandır (Mihr-i Mah güneş ve ay anlamındadır). Babası tarafından çok sevilen küçük prenses, annesi Hürrem Sultan’ın gözetiminde iyi bir eğitim almış, 17 yaşındayken (1539) Diyarbekir Beylerbeyi Rüstem Paşa’yla evlendirilmiştir. Düğün töreni, erkek kardeşleri Beyazıt ve Cihangir’in sünnet düğünüyle birlikte, At Meydanı’nda (Sultanahmet Meydanı) büyük şenliklerle yapılmıştır. Rüstem Paşa bu evliliğin ardından sadrazamlık mevkiine tayin olmuş, 1544-1561 yılları arasında iki yıllık bir süre hariç, kesintisiz  olarak sadrazamlık yapmıştır.

Uskudar_Mihrimah_Sultan_Kulliyesi_19._yy_Istanbul

Eşinin veziriazam olmasıyla Mihrimah Sultan’ın saraydaki etkisi artmış; annesinin ölümüyle (1558) nüfuzu daha da kuvvetlenmiştir. 25 Ocak 1578’de, 56 yaşında iken vefat eden Mihrimah Sultan, Kanuni’nin Süleymaniye Camii(http://www.degisti.com/index.php/archives/6264) haziresindeki türbesine(http://www.degisti.com/index.php/archives/4621), babasının sandukasının yanı başına defnedilmiştir. Son derece hayırsever bir insan olan Mihrimah Sultan, Mimar Sinan’a biri Üsküdar İskelesi’nin karşısında diğeri Edirnekapı’da olmak üzere iki külliye inşa ettirmiştir. Bunlardan Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii, Mimar  Sinan’ın Mihrimah Sultan’a olan aşkını, tasvir ettiği cami olarak rivayet edilir.

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’nin avlusuna, on bir basamaklı iki yönlü adi taş merdivenle çıkılır. Camii’nin ön avlusuna, caminin batı duvarının dış yüzüne, bu duvarın kıble duvarıyla birleştiği yere de, mermer bir levha halinde bir güneş saati çizilidir ki, bu saat Muhammed Arif’in eseridir(1769).  Caminin son cemaat yeri, beş kubbeli, kurşun saçaklıdır. Mimar Sinan bu yapıda Ayasofya Camii’nin daha çağdaş bir modelini uygulamıştır.

Mihrimah Sultan Camii’nde, tıpkı Ayasofya’da olduğu gibi mekana girildiği an, ana kubbenin altına ulaşılmaktadır. Harimin dış biçimlenişi açısından camii, Sinan’ın geometrik kuruluşu en  yalın yapılarından biridir. Fil ayakların taşıdığı,10 metre çapındaki kubbeye geçiş, tromplarla sağlanmıştır. Yapıdaki pencere kapakları ve kürsüde kullanılan ahşap üzerine kakma bezemeler ile  mermerden yapılan mukarnaslı mihrap ve minber ince bir işçilik eseridir.

Son cemaat yerinin önünde, yirmi köşeli ve yirmi musluklu, som mermerden yapılmış bir şadırvan bulunur. Caminin sultan camilerine özgü olan çifte minaresi, birer şerefelidir ve kapıları son cemaat yerine açılmaktadır.

16 odalı medrese,  caminin kuzeyinde bulunmaktadır. Günümüze kadar gelebilmiş medrese, özgünlüğünü  kaybetmiştir ve bugün sağlık merkezi olarak kullanılmaktadır. Cami ile medrese arasında, biri Mihrimah Sultan’ın iki oğluna, diğeri ise Sadrazam İbrahim Ethem Paşa’ya ait iki türbe bulunmaktadır. Külliyeden günümüze ulaşan bir diğer yapı olan sıbyan mektebi, kubbeli bir sundurma ve bir dershaneden oluşmaktadır. Tabhane 1772 yılında çıkan yangında yok olmuş; han ve imaret de günümüze ulaşamamışlardır.

 22.03.2012 Üsküdar Mihrimah Sultan Külliyesi Restorasyonu

mihrimah_sultan_camii_üsküdar_2014_mart

 

Kaynakça:

Ural,B.O,İstanbul’un 100 Mimar Sinan Eseri,Kültür Yayınları A.Ş.,İstanbul 2011,s.155

Linkler:

http://www.ibb.gov.tr

Üsküdar Müftülüğü Web Sitesi

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

One comment

dr.Burçin

Son cemaat yeri uydurma bir tabir, mabetteki işlevi, mimarının ve ustalarının o mimari unsura ne ad verdikleri dikkate alındığı takdirde harici/dış sofa teriminin daha isabetli olduğu anlaşılacaktır.
Minareler başlangıçta tek iken diğerinin sonraki yıllarda yapıldığı da düşünülüyor. Daha eski fotoğraflara ulaşılırsa netleştirilebilir bu araştırılmaya muhtaç mesele.
Güzel bir site.Başarılar

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir