degisti.com

zamanla her şey değişir…

Tophane_i Amire – Mimar Sinan Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi

Tophane_i Amire – Mimar Sinan Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi

 

Tophane_i_Amire_eski_Istanbul_gravurleri

Tophane-i Amire yani bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi Tophane’de (http://www.degisti.com/index.php/archives/1583) Boğazkesen Caddesi Defterdar Yokuşu üzerinde yer alır. Tophane, Osmanlı İmparatorluğu döneminde savunma sanayi için kurulmuş, top döküm tesisleridir. Kesin tarihi bilinmese de 1453-1470 arasında inşaa edildiği tahmin edilmektedir.

İstanbul’un fethinde topların oynadığı büyük rolün, kurmayı tasarladığı imparatorluğun oluşumundaki önemini kavrayan II.Mehmet Han, Galata(http://www.degisti.com/index.php/archives/19135) surlarının dışında, Boğaz’ın(http://www.degisti.com/index.php/archives/511) girişinde, Tophane’yi kurdurmuştur.  Tophane-i Amire, Osmanlılar’da savaş endüstrisine yönelik yapıların öncülerindendir. İlk halinin detayları bilinmese de, Abdülaziz Han’a dek geçen süreçte yapının sürekli onarım gördüğü, ayrıca askeri düzen ve teknolojiye bağlı olarak yapılan ilavelerle büyüdüğü bilinmektedir.

Tophane_i_Amire_19._yy

II.Beyazıt Han döneminde(1481-1512)bünyesine bir de kışla eklenen Tophane-i Amire’nin, büyük tesisler şeklinde yapımı ilk kez Kanuni döneminde(1520-1566)gerçekleşmiştir. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde, top dökümhanesinin, sahilden 100 adım uzaklıkta bir tepenin eteğinde bulunan, dört tarafı duvarlarla çevrili kale gibi sağlam bir yapı olduğunu, bu duvarların ortasında dört köşe, kırk arşın boyunda yüksek duvarlar olup, üstünün tahtayla örtülü olduğunu ve kubbenin üzerinde dumanın çıkması için büyük bacalar bulunduğunu anlatır. Bu yapılar 1719 yangınında ortadan kalkmıştır.

1745’de, topçubaşı ve mimar Mustafa Ağa nezaretinde önündeki meydanın genişletildiği yapı, 1764’de çıkan bir yangın sonucunda harap olmuş, sonrasında III.Mustafa tarafından ele alınmış ve her topçu ortasına kışla, orta sofası, matbaa ve mescit yapılmıştır. Yine aynı dönemde Baron de Tott da, topçu ocağı bünyesinde bazı değişiklikler gerçekleştirmiştir.

Tophane_i_Amire_19._yy

III.Selim döneminde Tophane-i Amire yeniden düzenlenmiş; Fransa’dan subaylar ve top dökümcüleri getirtilerek fırınlar geliştirilmiş, kullanımı zor olan ağır top yapımı yerine, hareketli modellere önem verilmeye başlanmıştır. Hergün iki kez talim, üç kez manevra zorunluluğu getirilince, yeni bir talim yeri gereksinimi doğmuş; bu amaçla kıyıda meydanda bulunan bronz toplar kaldırılıp, ağaçlar kesilmiş ve genişleyen meydan, askerler için bir talimgah haline getirilmiştir. III.Selim ayrıca kapıkulu ordusunun teknik sınıfı olan topçu ve top arabaları için 1791-1792 yılları arasında, kara tarafındaki topçu kışlalarının yanısıra deniz tarafında da Top Arabacıları Kışlası’nı inşaa ettirmiştir.

İngiltere Elçisi Sir J.Porter Tophane’yi “muhteşem bir tesis” olarak nitelendirirken, bu fabrikanın yılda her kalibreden 300 top üretebildiğini yazmıştır.  Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki bir belgede, 1793’de Top Arabacıları Kışlası’nın Bina Emini Mustafa Bey tarafından genişletilmesi sırasında, bazı ev ve dükkanların kamulaştırıldığı belirtilmektedir.

19._yy_Tophane_i_Amire

 1 Mart 1823’deki Firuzağa yangınında, III.Selim yapılarından Topçu Kışlası’nın, Top Arabacıları Kışlası’nın ve dökümhanenin bir kısmı ile Arabacılar Kışlası Camii’nin tamamı yanmıştır. Tophane semtinde bu  dönemde yapılan yapılardan sadece yamaçta yer alan iki top döküm binası ile “Tophane Kasrı” olarak bilinen yapı(http://www.degisti.com/index.php/archives/15461) günümüze ulaşabilmiştir. II.Mahmut(1808-1839), yangın sonrasında hemen imar faaliyetlerine girişmiş; tamamen yanan cami yerine Nusretiye Camii’ni(http://www.degisti.com/index.php/archives/629)yaptırmış, yeniden inşaa edilen Top Arabacıları Kışlası ve dökümhaneler yanında, kagir bir vapur makinehanesi ile deniz kıyısında bir malzeme fabrikası da inşaa ettirmiştir. Günümüze ulaşamayan kışlanın Krikor Balyan tarafından yapıldığı düşünülmektedir. j.F Lewis’in 1838’de basılan albümünde yer alan litografide, Nusretiye Camii ile birlikte görülen kışla üç katlıdır ve köşelerinde, III.Selim zamanında olduğu gibi altında kayıkhanesi ile birlikte çıkmalı bir bölüm görülür. Yapı genel hatlarıyla ampir üslubu yansıtır. Litografide ayrıca Boğazkesen Yokuşu başında bulunan Tophane Müşirliği Binası’nın yerinde, III.Selim tarafından yaptırılmış olan topçubaşılara ait küçük bir daire görülmektedir. Topçubaşı Binası 1863-1864’de yanmış, Abdülaziz Han tarafından yanan binanın yeri ve Topçu Mektebi arsası birleştirilerek müşirlik binası yaptırılmıştır. 1847’de Abdülmecit Han Tophane-i Amire’ye bir marangozhane, Abdülaziz Han ise 1866’da başka yapılar ekletmiştir. 1867 tarihli Devlet Salnamesi’nde Tophane-i Amire yapıları şöyle sıralanmaktadır: Top dökümhanesi, vapur makinehanesi, marangozhane, demirhane, çarkhane, saraç atölyesi, nakkaş atölyesi, alethane, terzihane, avadanlıkhane, mastarhane, kılıçhane, tüfenkhane, sandık ve model atölyeleri.

Tophane_i_Amire

1843 yılında Ohannes ve Boghos Dadian tarafından kurulan Zeytinburnu Demir Fabrikası`nın (Grande Fabrique) faaliyete geçmesiyle, top ve diğer silahlar bu fabrikada dökülmeye başlanmış, 1850 yılında fabrikanın tam kapasite ile çalışmaya başlamasıyla da (Dünyanın ilk seri atışlı sahra topu 1866-1868 yılları arasında Ahmet Süreyya Emin Bey tarafından beş yüz altın mukabilinde Zeytinburnu Fabrika-i Hümayunu`nda dökülmüştür.) Tophane–i Amire’deki top dökümü yavaşlamıştır.

Tophane_i_Amire_1965

Tophane-i Amire 1. Dünya Savaşı’ndan sonra önemini iyice yitirmiş, bünyesindeki yapılar zamanla terk edilerek harap olmaya bırakılmıştır. Şehrin büyümesi ve yapılaşmanın yayılması sonucu kışlalar ve yan tesisler yok olmuş ve tesis külliye niteliğini kaybetmiştir. Sonuçta Tophane-i Amire tesisinden bugüne iki dökümhane binası ve bunların yanında kalıphane olarak kullanıldığı düşünülen bir yapı gelebilmiştir. Uzun süre bakımsız kalan bu yapıların 1955’den sonra Askeri Müze olarak kullanılması düşünülse de bu fikirden vazgeçilmiş,yapılar Askeri Müze deposu olarak kullanılmıştır. 1972’den itibaren, Top Teşhir Müzesi olarak değerlendirilmesi amacıyla üst yapısının ve duvarlarının onarımına başlanmıştır. Restorasyonun büyük harcamalar gerektirmesi sonucu bu projeden de vazgeçilmiş ve yapılar uzun yıllar  “yasak bölge” kapsamında boş tutulmuştur. Nihayetinde 1993’de Milli Savunma Bakanlığı tarafından Mimar Sinan Üniversitesi’ne tahsis edilmiş,1998’den itibaren de Mimar Sinan Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Tophane_i_Amire_19_Nisan_2013

Mimar Sinan Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi ana yapısı, Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemli yapılarından biridir. Yaklaşık 20m yükseklikteki taş-tuğla almaşık duvarların üstünde, kesme taş örgülü duvarlar içine, bal peteği şeklinde küçük altıgen pencereler açılmıştır. Çatıda ön ve arkada iki dizi halinde beşerli, üstü ikişer fenerli beşik tonoz örtü ve ortada yuvarlak pencereli kasnaklar üzerinde yükselen, fenerli beş büyük kubbe vardır.

Binanın sade ama aynı zamanda anıtsal iç mekanında, ortada; iki sıra beşer kesme taş, kare kesitli büyük ayağın taşıdığı, sıvasız tuğla dokularıyla kubbeler ve beşik tonozlar dikkati çekmektedir.

Mimar Sinan Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi, Pazartesi hariç her gün 09:00-17:00 saatleri arasında gezilebilir.

Mimar_Sinan_Universitesi_Kultur_Ve_Sanat_Merkezi_Tophane_i_Amire_19_Nisan_2013

 

Kaynakça:

Kubilay,Yetişkin, Ayşe, Aran, Ahmet,”Tophane-i Amire” Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c.7, s. 278-280

msgsu.edu

wikipedia.org

beyoglu.net

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir