degisti.com

zamanla her şey değişir…

Bostancıbaşı Abdullah Ağa Yalısı

Bostancıbaşı Abdullah Ağa Yalısı

Bostancıbaşı Abdullah Ağa Yalısı, Çengelköy’de, Çengelköy Caddesi üzerinde yer alır. 1811 tarihli yapı, Bostancıbaşı Defteri’nde “Bostancıbaşı Yalısı” adıyla kayıtlı olup, sonradan sadrazam da olacak olan Abdullah Ağa tarafından yaptırılmıştır.

Büyük hacimli yapı, Raif Paşa Yalısı ve Yordan Yalısı olarak da anılmaktadır.  Bu üç isim, yapının geçirdiği üç evreyi işaret eder: XIX.yüzyıl başı, XX.yüzyıl başı ve XX.yüzyıl sonları. Çengelköy’ün tarihi çınarının hemen bitişiğinde yer alan kırmızı aşı boyalı bu yalı, çeşitli tamir ve eklerle zaman içinde birçok değişikliğe uğramıştır. Eski yıllarda kısmen direkler üzerinde ve su üstünde olan yalı, harem ve selamlık bölümlerinden oluşur. Bu iki bölüm arasında orantı ve program birliği yoktur. Selamlık bölümünün günümüze az değişikliğe uğrayarak gelmesine karşın harem bölümü iç düzenleme bakımından tamamen değiştirilmiştir.

Belli bir üslubu olmayan yalı, 600m2 alana sahip, iki katlı yalı, betondan alçak subasman üzerinde yükselmektedir. Yapının asimetrik bir görünüme sahip deniz cephesinin görünümü , 1911’de ön cepheye eklenen iki çekme oda ile  iyice bozulmuştur. Pencereleri düz atkılıdır. Alt yapı bir saçakla bitirilmiştir. Üstte kırma çatı yükselir.

Birinci katta; sağ blokta üç oda ve bir hol yer alır. Bahçe yönündeki güney-güneydoğu kısmında yine bir sofa etrafında üç oda, tuvalet ve kiler bulunur. Kuzey bölümünde yine büyük bir sofa, üç oda, oda şeklinde bir balkon ve iki yüklük vardır. İkinci kat sağ blokta; 3 oda, deniz ve bahçe yönünde iki çıkma oda, iki küçük sofa, iki yüklük, hela ve mutfak, sol blokta ise bir hol, bir sofa,üç oda, bir yüklük ile 1911 yılı ilavesi olan ve kendi içinde de bölmelere ayrılan denize çıkıntılı oda yer alır.

Yalının dekorasyonunda kuzey bölümünde Türk rokokosu üslubunda ikinci kat kapı kornişleri, güneybatı odalarında hücre ve dolaplar, sofanın güneybatı ucunda mermer mermer edephane çeşmesi, enginar formunda merdiven babası dikkati çeken unsurlardır.

1911 senesinde Yordan Pavlidis, Kazasker Abdurrahman, Hamdullah Paşa ve Elhaç Mustafa Paşa’lara icareli olan yalıyı satın almış, 1946’da ölümüyle yalı miras yoluyla çocukları Zoi Ataroğlu, Magdelini Sahapğolu, Doretose Pavlidis ve Pavli pavlidis’e intikal etmiştir.

Yordan Pavlidis, I.Dünya Savaşı’ndan kısa bir süre önce harap durumda olan yalıyı yıktırmak amacıyla satın almış fakat yıktırmayıp kaplamalarını ve içini tamir ettirerek öndeki iki çıkma ve arkadaki odayı ilave ettirmiştir. 1960 yılında yine metruk halde olan yalı kısmen de olsa restore ettirilmiştir. Pavli Pavlidis’in söylediğine göre yalının dış kaplamaları dördüncü kaplamadır. Pencereleri de özgün değildir.

1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca kamulaştırılan yalı,Taç Vakfı tarafından hazırlanan rölöve-restorasyon projeleri doğrultusunda, tüm özgün parçaları koruma altına alınarak yıkılmış ve içi beton- tuğla dış cepheleri ahşap kaplama olarak yeniden inşaa edilmiştir. 2005 yılına gelindiğinde, mülkiyeti T.C. Adalet Bakanlığı Teknik İşler Daire Başkanlığı uhdesine geçmiş olan Abdullahağa Yalısı’nın, yeniden sosyal amaçlı (Hakim Evi) olarak kullanılması gündeme gelmiştir. Bu doğrultuda yine TAÇ Vakfı tarafından gerçekleştirilen proje sonunda restore edilen yalı, bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Abdullah Ağa Yalısı bugün Sütiş’e ev sahipliği yapmaktadır.

 

Kaynakça:

O.Erdenen, Boğaziçi Sahilhaneleri I Anadolu Yakası, Kültür A.Ş, İstanbul 2006, s.260-264

İstanbulkulturenvanteri.gov.tr

Tacvakfi.org

 

 

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir